Aklın yolu bir

A -
A +

Hazine Bakanı Mehmet Şimşek "IMF ile ihtiyari (cautionary) stand-by" yapmaya yakın olduklarını söyledi. Doğru bir karar... "IMF'den kurtulduk" havası atacak günlerde değiliz. Kaldı ki, 2001 felaketinden sonraki ekonomik performansımıza yaptığı katkı ile IMF "kurtulunacak değil, beğenilecek" bir konumda... Eğri oturup doğru konuşmak lazım: Stand-by anlaşması ve IMF'nin periyodik gözden geçirmeleri olmasa ne kamu maliyesi bu kadar disipline girerdi, ne de bütçe açığı bu derece azalırdı. Evet, uygulanan program hükümetin programıydı ama "IMF disiplini", programın uygulanmasında ciddi bir motivasyon unsuru oldu. IMF çıpasının, bilhassa yabancı yatırımcı açısından sağlam bir referans ve güvence olarak kabul edildiğini ise söylemeye gerek yok herhalde... *** Defalarca yazdım; "IMF'ye ihtiyacımız yok, onun için gönderiyoruz" demenin hiç yeri ve sırası değil... Stand-by'ın bittiği mayıs ayından çok önce, ihtiyari stand-by yapacağımızı açıklamamız gerekirdi. Ama ne hikmetse birkaç aylık bir tereddüt ve kararsızlık geçirdikten sonra hükümet de -olması gereken- noktaya vardı. "Ekonomimiz taş gibi, borçlanma sorunumuz yok, IMF'ye niye ihtiyacımız var?" diyenler olacaktır. Eğer Türkiye mart ayında "gazete kupürüyle parti kapatma" saçmalığıyla karşılaşmasaydı, belki "izleme anlaşması" yeterli olurdu. Ama bir ülkede iktidar partisi "sudan sebeplerle" kapatılmak üzere ise, üstelik parlamenter demokrasi oligarşik bir zihniyet tarafından tehdit edilir hale gelmişse, o ülkede istikrara ve demokratik kaliteye yönelik endişeler hızla artar. Endişe ile bakılan bir ülkenin ekonomik stabilitesini koruyabilmesi için sağlam "çıpalara" ihtiyacı vardır. Aksi halde ilk kaotik süreçte ülke sürüklenir gider. IMF bu çıpadır ve bu yüzden lazımdır. *** Ekonomide doğru karar almak kadar zamanında karar almak da hayati önemdedir. IMF ile ihtiyari stand-by, doğru ama gecikmeli bir karar... Görünen köy kılavuz istemez; keşke bu kararı şimdi değil de 3 ay önce açıklasalardı. Piyasalar yeni stand-by'ı iyi algılayacaklar; ama önce kararsız kalıp sonra alınan bu kararın "iradi değil mecburiyetten" alındığını düşünecekler. Bunu en iyi "piyasadan gelen" Mehmet Şimşek bilir.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.