Aklınıza mukayyet olun

A -
A +

Mukayyet olun zira müthiş bir "bilgilendirme ve karşı bilgilendirme" faaliyetinin tam ortasındaki bir ülkede yaşıyorsunuz. Eğer gazete okuyor, TV haberlerini seyrediyorsanız, işiniz, ticaretiniz gereği olanı biteni takip ediyorsanız, idrak ve muhakeme kanallarınızın da zorlandığını hissediyorsunuzdur. Savaşa girmenin stratejik ve ekonomik faydalarından bahseden aklı evveller, romantik savaşa hayırcılar, mecburiyet ve realitelerden bahseden aşırı gerçekçiler vesaire . Bu listeyi uzatabiliriz. Bir de tabii ki hükümet ve Ak Parti yönetimlerinin kafa karıştıran beyanları. Hangi olaya sevinmek, nelerden endişelenmek gerektiği konusunda bir çok insanın zihni bulanmış vaziyette. Metin yazarı ve seyirci Tayyip Erdoğan, ABD'nin hasret ve hararetle beklediği "asker bulundurma ve yollama" teskeresi ile ilgi meclis grubunda yaptığı konuşmada şuna benzer bir ifade kullandı: Yeniden şekillenmekte olan tarihe metin yazarı olmak veya seyirci olmak arasında tercih noktasındayız. İlk anda, her Türkiye vatandaşına, kendisini iyi hissettirecek bir cümle bu. Irak ekseninde ABD'nin müdahalesi ile düzen yeniden şekillenecek, bir anlamda bu bölgenin geleceğinde köklü değişiklikler yaşanacak ve Türkiye de alacağı aktif rol ile bu düzenin oluşmasında irade sahibi olma ihtimali ile karşı karşıya. Cümlenin ilk bölümüne itirazımız yok. ABD, emperyal bir amacın yıllardır altyapısını kuran bir devlet olarak, kalıcı bir şekilde bu bölgeye yerleşmeyi, yönetimleri de bu amaç doğrultusunda şekillendirmeyi planlıyor. Bunun ilk ayağı da başarıyla tamamlanmış durumda ( bakınız Afganistan ). Lakin, Türkiye'nin, "denklemde yer alacağı", " tarihin yazılmasında etkin olacağı" beklentileri sizce biraz ütopik değil mi? Bu bölgedeki stratejik kurgusunu yıllardır oluşturmaya devam eden, satranç oyununun baş oyuncusu olan ABD, toprak ve limanlarını kullandırdı diye başka bir ülkeyi kendi karar süreçlerine dahil eder mi? Eğer ABD'nin kendi stratejik çıkarı, Türkiye'yi müttefiki olarak görmeyi gerektiriyorsa, tabii ki Türkiye'ye "stratejik müttefikmiş gibi" davranacaktır. ABD'nin bölgeye ilişkin karar süreçlerinde etkin rol almak için, Türkiye'nin kendisini "öyleymiş gibi" hissetmesi yeterli olmayacaktır. Strateji ve lojistik Başbakan Gül'ün dediği gibi, tüm çabaya rağmen savaşı durdurmak mümkün olmayabilir. ABD'nin gerçek niyetinin neler olabileceğini düşününce , savaşın ( veya askeri müdahale) kaçınılmaz bir şekilde geldiğini zaten anlıyoruz. Böylesine kaçınılmaz bir gerçek karşısında da, hükümetin muhtemel etkiler ve oluşumları tahmin etmesi, tedbir alması normal ve gereklidir. Kafayı kuma gömüp romantik savaş karşıtlığı yapmak tabii ki hükümetin görevi değildir. Fakat gerçekçi olmak demek, konumumuzun da farkında olmak demektir. Ülkemizin yerinin önemi, askeri gücümüz gibi konular Türkiye'ye coğrafi açıdan stratejik bir önem kazandırıyor. Bu önem sayesinde Amerika'nın "stratejik ortağı" olduğumuzu zannetmek ise pek gerçekçi olmuyor. Türkiye, konumundan dolayı ABD'nin Irak müdahalesinde desteğine şiddetle ihtiyaç duyduğu lojistik ortağıdır. Yani bu savaşta ve savaş sonrasında Amerikanın yanında görmek istediği destek Türkiye'nin aklı ve inisiyatifi değil, askeri ve lojistik gücüdür. Etten önce kazana atlamak Kaçınılmaz görünen savaşın etkilerinden korunmak ve zararı asgariye indirmek için hükümetin çaba sarfetmesi, müzakere ve pazarlık yapması normal ve gereklidir. Amerika'nın sadece Irak değil, bölgedeki diğer orta vadeli planlarının işlemesi için , coğrafi sebeplerle ve üs, liman gibi tesisler açısından Türkiye'ye ihtiyaç duyduğunu da öngörmeliyiz. Ancak, ABD'nin bu savaşına da aceleci bir tavırla asker yazılmamak da gerekir diye düşünüyorum. En azından dünya'ya böyle bir görüntü vermememiz lazım. Gerçekçi olurken, Amerika'nın şartsız destekçisiymiş gibi bir durum, ilerleyen yıllarda Türkiye'ye hiç istemediği bir elbise giydirebilir.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.