Altın: En eski ama hiç eskimeyen yatırım

Bu ülkenin insanları altını oldum olası çok sevmiştir. Bilekten dirseğe bilezik dizen kadının da, namerde muhtaç olmamak için cebinde altın lira taşıyan adamın da özel bir ilişkisi vardır bu değerli metalle... Lakin, altını bu kadar seven insanların bu yatırım aracı ile ilişkisi geleneksel yapının ötesine de geçememiştir. *** Dün Altın Zirvesi'ndeydim. Yerli ve yabancı konuşmacılar, bir yandan altının kafa karıştıran fiyat seyrini yorumlarken, bir yandan da bir yatırım enstrümanı olarak bu en değerli metalin gelecek perspektifini anlattılar. *** Active Academy, Finans Zirvesi'nden sonra yine iyi bir iş çıkarmış bu Zirve'de... Sektörün söz söyleme salahiyeti olan isimlerini bir araya getirmiş. İstanbul Altın Borsası Başkanı Osman Saraç, Mücevher İhracatçılarının Başkanı İmam Altınbaş, Altın Rafinerisi Başkanı Özcan Halaç, Kuveyt Türk Genel Müdürü Ufuk Uyan gibi isimlerden, altın hakkında bir hayli tafsilat öğrendik. *** İAB Başkanı Saraç, sadece altınla sınırlı kalmayan, baz metal ve karbon piyasalarını da içeren bir emtia borsasının gerekliliğini vurgularken, ironik bir metafor ile Marx'a atıfta bulundu: Ülkenin tüm borsaları, birleşin! İmam Altınbaş'ın ÖTV konusundaki tespiti önemli: Üretici veya ithalatçıdan alınan vergi, kayıt dışılığı körüklüyor. Bu tespit, Bakan Şimşek'in "lütfen kayda girin" çağrısına biraz da cevap oldu. Kuveyt Türk Genel Müdürü Ufuk Uyan, altının faizsiz bankacılığa tam olarak uyan bir araç olduğunu söyledi. Gerçekten de Katılım Bankaları, yastık altında hiçbir işe yaramadan yatan ve bir rivayete göre 200 milyar doları aşkın fiziki altını sisteme sokarak kaynak üretmek için mükemmel bir köprü olabilirler. 20 milyar dolar kredinin aşkına IMF ile anlaşmayı elzem olarak görenler, "evlerde, kadınların kollarında yatan tonlarca altın ekonomiye nasıl kaynak olur"u da düşünseler keşke...