Öyle bir nesne ki şu petrol, yıllar önce Eurovision'da bile medet ummuştuk hatırlarsanız. Geçen Cuma günü fiyatı tarihi zirve yapıp 42 dolara ulaşınca yine hepimizin gündemine oturdu. Petroldeki her bir dolar artışın, Türkiye ekonomisine getirdiği yük 170 milyon dolar olunca, haliyle gündeme oturması da doğal. Gerçi Türkiye'nin ithalatı artık o kadar çeşitli ve hacimli ki, petrol ithalatı toplamda yüzde 10'u bile bulmuyor. Yirmi yıl önce bu ülkenin her 100 TL ithalatının 50 TL'sının petrol olduğunu hatırlamakta da fayda var. Ancak, oransal olarak düşmüş olması, ekonomi üzerindeki etkisini yok saymamızı gerektirmiyor tabii ki. Yüzlerce üretim girdisinin fiyatına tesir ediyor petrol. Haliyle fiyatlar genel seviyesini, bütçeyi, enflasyonu etkileyebilecek önemde. O sebeple, yapılan zammın nereye ne şekilde tesir edebileceğine bir göz atalım isterseniz. Bütçe ve Enflasyon "Zam yok" dedikten hemen sonra zam yapma geleneğini bu hükümet de bozmadı. Yüzde 5 zam, mevcut enflasyon seviyesi ve hedefler dikkate alındığında, önemsenecek bir oran. Üretim maliyetlerine tesir etmesi kaçınılmaz. Yani toptan eşya fiyatlarında tahminin üzerinde bir artış görebiliriz Mayıs sonunda. Ancak tüketici fiyatları için aynı şeyi söylemek doğru olmaz. Zira, iç piyasada talebin henüz canlanmaya başladığı, dolayısıyla müşteri kazanma çabasının yoğunlaştığı bir dönemde, firmaların fiyatlarında artışa gitmeyeceğini düşünüyorum. Zaten son bir yıldır, şirketlerin "otomatik fiyat artışı" alışkanlığından vazgeçtiklerini gözlemliyoruz. Rekabetin yoğun, talebin ise yeterince canlı olmadığı bir piyasada, girdi maliyetindeki 2-3 puan artışı hemen satış fiyatlarına yansıtan şirket sayısı çok az olacaktır. O halde, akaryakıt zammı, enflasyon hedeflerinde önemli bir sapmaya neden olmayabilir. Devlet bütçesi ise, bu zamdan müspet etkilenecek diye düşünüyorum. İlk dört ayda, ÖTV indirimine rağmen bütçe gerçekleşmeleri beklenenden de iyi çıkmıştı. Akaryakıt fiyatlarındaki artışın, bütçedeki ÖTV gelirlerini artırıcı etkisi olacağını öngörebiliriz. Zammın hiçbir şekli güzel değildir tabii ki. Ancak en azından enflasyon ve bütçe gibi iki kritik parametrede, korkulacak bir tesiri olmayacağını öngörmek de bizleri biraz olsun rahatlatıyor.