Türkiye'nin Irak'a asker gönderme hikayesinin başladığı Şubat ayından beri ABD kredisi gündemimizden hiç düşmedi. Önceleri 26 milyar dolar olan kredi, şimdi 8,5 milyar dolar için anlaşma imzalandı. Kızılca kıyamet de koptu. Ekonomi cephesi krediyi, Türkiye'nin borç vadesini rahatlatan bir araç olarak görüp müspet yaklaşım gösterdi. CHP başta olmak üzere bir çok muhalif ses ise hükümeti "Türkiye'nin dış politikasını satmak" gibi çok ağır bir itham ile karşı karşıya bıraktılar. Biz önce ekonomi cephesinden bakalım. Bu kredi 18 ay içinde 4 taksitte kullanılacak. Resmen açıklanmadı ama, bizim duyumlarımıza göre faiz oranı da yüzde 6 civarında. Yani şartları iyi bir kredi. Üstelik, Türkiye'nin borç döndürmede sıkışacağı 2004 yılında büyük kısmı kullanılabiliyor. Kredi, Hazine'nin borç yönetiminde kısa vadedeki yükünü hafifleteceği için, manevra alanını genişletebilir. Bilhassa, düşürmekte zorlandığı reel faiz oranına karşı elini daha güçlendirecektir. Türkiye'nin kısa vadeli borç çevirme konusunda riskli görünmesi, özellikle güven açısından risk primini artırıyor ve yabancı yatırımcıda tedirginlik doğuruyor. Sözkonusu kredi, bilhassa kısa vadeli borcun çevrilebilirliği hakkındaki endişeleri azaltacaktır. Nitekim, derecelendirme kuruluşu Fitch , Türkiye'nin kredi notunu yükselttiğini açıkladı dün. 2004 yılı, enflasyon mücadelesinde Türkiye'nin kritik eşiği, gerçek dönüm noktası olacaktır. Belini kırabilirsek 2004'de kırabiliriz bu belanın. Aynı dönemde bilhassa Hazine'nin elinin çok güçlü olması gerekiyor; hem güven, hem de faizlerin seyri açısından. Sözün özü, ekonomik olarak bu kredi Türkiye'ye kısa ve orta vadede finansal istikrar oluşturma açısından bir fırsat sunacak durumdadır. Vatanın bekçisi CHP ! Siyasi açıdan ise, kredinin şartları hakkında bir tereddüt var esasında . Bilhassa "Irakta işbirliği" muğlak bir ifade. Hükümetin bu şartı mutlaka kamuoyuna izah etmesi lazım. Asker şartı var mı, "Pentagon onayı" gibi bir durum gerçek mi dedikodu mu halen bilmiyoruz. İnsan bilmediğinin düşmanıdır. Nitekim CHP "satılan(!)" Türk dış politikasını savunmak için aslanlar gibi ortaya atılmıştır. Bu tür demagojik yaklaşımlara ben itibar etmem ama, kredinin şartlarının da bir an evvel kamuya şeffaf olarak açıklanmasını isterim. Aksi halde hükümet kendi zaafiyetini kabul etmiş olacaktır.