Anayasa...daima.

A -
A +

Başbakan Erdoğan'ın arap baharı coğrafyasına laiklik tavsiye etmesi ezber bozucu oldu birçokları için... Diğer ilkelerle birlikte laikliğin de bekçiliğini yapan 'mutad zevat'tan pek ses çıkmadı. Muhtemeldir ki böyle bir hamleyi Başbakan'dan beklemiyorlardı, gafil avlandılar. Takiyye yapıyor bile diyemediler. Başbakan pragmatik bir siyasetçi.. 'Ben laik değilim ama laik bir ülkenin Başbakan'ıyım' cümlesiyle laikliğin yalın tarifini yaptı. Ancak... Türkiye Cuhuriyetine mevcut haliyle laik denilebilir mi? Devletin dini pratiklere dahi karıştığı, imam, müftü atadığı bir ülke burası... Laikliğin 'ağır jakoben' versiyonunun bu ülkede iki dayanağı var: Anayasa ve ideolojik zihniyet. Şimdi anayasanın yeniden yapılacağı bir sürecin eşiğindeyiz. Bugün TBMM'de akademisyenler Meclis Başkanı'nın öncülüğünde toplanıyorlar. Yasama yılı başlayınca Başkan Çiçek Anayasa uzlaşma komisyonu için partilerden üye talep edecek. Meclis'te 'yeni anayasa' için web sitesi açılıyor, her yurttaş nasıl bir anayasa istediğini bu site üzerinden TBMM'ye iletecek. Başbakan Erdoğan'ın arap ülkelerine tavsiye ettiği, 'bireyin dindar veya ateist, devletin ise dine ve dindara karışmadığı' laiklik yeni anayasa ile mümkün. Başbakan'ın Mısır ve Libya'ya laiklik tavsiyesi, biraz da Türkiye'ye yapılmış oldu. Şimdi anayasa zamanı... Var gücümüzle, yılmadan ve bu defa yarı yolda kalmadan... Kıbrıs'ın gazı Kıbrıslı rumlar, adanın ortak varlığı olması gereken doğal gaz yataklarında sondaj yapmaya kalkışınca... Türkiye de garantörlük hakkına dayanarak müdahil olacağını beyan etti. Güney Kıbrıs açıklarındaki uluslararası sularda iki türk savaş gemisi dolaşıyor. Dışişleri Bakanı Davutoğlu 'aşamalı eylem planıı'ndan bahsediyor. Annan planı sürecindeki kaypak tutumu yüzünden Kıbrıs sorununda bütün etkinliğini kaybeden AB telaşlı... BM 'gaz yatakları adadaki iki toplumun hakkı' demekten öte bir şey yapmıyor. Doğu Akdeniz'de sinirler gergin... Rum yönetimi Yunanistan'dan medet umuyor. Yunanistan ise iflas için gün sayan bir ülke olarak 'kendi himmete muhtaç bir dede, nerede kaldı gayrıya himmet ede' durumunda... Kısacası konjonktür de Türkiye'nin lehine... Stiglitz: Enseyi karartmayın Gelişmiş ülke ekonomileri bir alt-üst oluş yaşıyor. Krizden öte bir durum bu. Etki ve sonuçlarını görmek yıllar alacak. Türkiye ise 'anakronik yorumcular' ile 'illa ki biz de krize girelim' cilere rağmen, bu karanlık dönemde ayrışan ülkelerden biri olacak. Türkiye'ye bir konferans için gelen Nobel'li ekonomist Stiglitz de 'ayrışacaksınız, korkmayın' diyor. Merkez Bankası'nın politikalarını övüyor, büyümeyi desteklediğini söylüyor. 'Gelişmiş ülkeler bir dehlizde ilerliyor olabilirler, Türkiye ayakları yere basmaya, risklerini doğru yönetmeye ve büyüme odaklı olmaya devam ederse önü aydınlık' diyor. Stiglitz'e teşekkür etmek lazım. Finans TV'lerinin ve 'yabancı raporların türkçelerini papağan gibi tekrar eden analistlerin' boğucu karamsarlığına bir 'nefes alma penceresi' açtığı için...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.