Anladık ve anlaşıldık

A -
A +

Başlıktaki ifade Avrupa'nın devlerinden ve Türkiye'deki en büyük portföylerden birine sahip olan yabancı bir bankanın genel müdürüne ait. Genel Müdürle sohbet ederken şunu net biçimde gözlemliyorum: Türkiye'ye ve mevcut iktidarın ekonomi politikalarına biz yerlilerden çok daha fazla güveniyorlar. Mali disiplini, bütçe performansını, Hazine yönetimini ve hükümetin uluslararası sisteme entegrasyon çabasını övgüyle izliyorlar. "İlk defa bu iktidar döneminde anlattıklarımızı dinleyen, söylediklerini anladığımız muhataplar buluyoruz" diyor Genel Müdür. Türkiye'de kimilerinin burun kıvırdığı, beğenmediği ekonomi yönetimi, yurt dışında beğeniliyor ve kabul görüyor. Tabii bu yorum, "ülke yabancılara peşkeş çekiliyor" paranoyasıyla feryat edenlere "yabancılar tabii ki beğenir" dedirtebilir. Dört yılda milli geliri 200 milyardan 400 milyar dolara çıkmış, borcun Milli Gelir'e oranı % 90'dan % 60'a gerilemiş, şirketlerinin, gayrimenkullerinin değeri 3-4 kat artmış, ihracatı 100 milyar dolara, dış ticareti 250 milyar dolara dayanmış bir ülkeyi yabancılardan önce kendi yurttaşlarının beğenmesi gerekmez mi sizce? Ütopya Bir ülkenin yönetimine talip olanlar, yaşadıkları dünyanın gerçeklerinden ve dinamiklerinden kopuk olmamalılar. 90'lı yıllarda ıskaladıklarını şimdi yakalamak için çaba sarf eden bir Türkiye, yersiz korkuların ve tehdit algılarının esaretine sokulmamalı. Katedecek o kadar çok yolumuz var ki, enerjimizi evhamların cenderesinde, öcülerle boğuşarak, gölgeleri taşlayarak harcamamalıyız. Milli duyguları esas kabartacak olan ekonomik başarılar ve demokratik kazanımlardır, hamasetin aldatıcı heyecanları değil. Kendimizi statükonun tehdit tarifiyle değil, potansiyelimize güven ve geleceğimize umut tarifiyle tanımlayabilirsek, "gerçekten" güçlü ülke olmamız işten bile değil.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.