Öyle bir bilgi ve enformasyon karmaşası altında yaşıyoruz ki, Nabi Avcı'nın seneler önceki kitabındaki isabetli tespitle 'enformatik cahiller' hâline gelmemiz an meselesi... Ortaya dökülen her mevzu, bir yandan siyasilerin karşılıklı atışma malzemesi oluyor, öte yandan her uzmanlık düzeyinden(!) yorumcunun mıncıkladığı bir ilgi nesnesine dönüşüyor. Ne oluyor, nereden çıktı, neden, nasıl gibi sorular soran bizler gibi ortalama insanlar ise mevzuyu anlamak bir yana, paralize oluyorlar. İşte anlamakta, idrak etmekte zorluk çektiğim mevzulara birkaç misal: * Okul süresi neden uzuyor? Sekiz sene eğittikten sonra çarpım tablosunu bile tam öğretemediğimiz çocukları her gün 2 saat ve her yıl bir ay fazla okulda tutunca ne değişecek? Tevhid-i Tedrisat ve müfredat değişmedikten sonra, eğitimde her şey değişse ne olacak? * Özel Yetkili Mahkemeler (ÖYM) hangi ihtiyaç ve lüzumdan dolayı kurulmuştu? Bugün kaldırılması gerektiğine karar verildiğine göre, kuruluşunu lüzumlu hâle getiren sebepler artık yok diyebilir miyiz? O sebepler ne idiler ve bugün nasıl yok oldular? * Bir anda gündemin böğrüne giren kürtajın yasaklanmayacağını önceki gün Sağlık Bakanı'nın NTV'deki açıklamasından öğrendik. 'Cinayet midir, değil midir'e kadar giden tartışmaların yaşandığı bu mevzuda biz neyi ve ne için tartışmış olduk? * Futbolda şike konusunda TFF, hukuk kurulu 'şike var gibi görünse de yoktur' şeklinde karar vermişti. TFF Başkanı da Türk futbolunu kaostan kurtardıklarını iddia etti. Öte yandan ağır ceza mahkemesinde şike davası devam ediyor. Şike yok idiyse, ceza davası ve dosyadaki delil ve iddialar niye var? Şike var idiyse, TFF'nin verdiği yok kararını ne yapacağız? * Başkanlık sistemine karşı olan da, taraf olan da pozisyonunu 'Tayyip Erdoğan'ın başkan olması' kabulüne göre belirliyor. Mevcut düzende Başbakan halk tarafından seçilebildiğine göre -parti seçiliyor, Başbakan değil demeyin lütfen- halk tarafından seçilen bir Başkan'ın yürütmenin başı olduğu bir sistemin demokrasi açısından bugünkü sisteme göre eksiği nedir? İtiraz edenler Erdoğan'ın başkanlığını mı Başkanlık sistemini mi sakıncalı buluyorlar? Zihnimde bir bu kadar daha soru var. Sizin de bu listeye ekleyecekleriniz olabilir. Gündem hercümerci arasında da olsa, zihin idmanı açısından faydası olur. Değişen CHP! MS Bakanı Yılmaz: Yönetmelik değişikliği orduevlerine gelen düğün davetlileri için yapılıyor. Düğün misafirlerini herhangi bir sebeple kapıda tutmak güzel bir görüntü oluşturur mu? CHP milletvekili Dilek Akagün Yılmaz: Sarıklı cübbeliler de girebilir diyorsunuz. MS Bakanı: Böyle vehimlerden, korkulardan uzaklaşmak gerekir. CHP milletvekili: Genelkurmay Başkanı sadece ağlıyor, başka bir şey yaptığı yok. MS Bakanı:Değildir, öyle değildir. TSK'yı aldığı noktadan daha iyi bir noktaya getirmekte gerçek bir komutan. CHP milletvekili:Gerçek Genelkurmay Başkanları cezaevinde çünkü. Bu diyalog dün Harp Akademileri kanunu görüşülürken TBMM Genel Kurulunda yaşandı. Tutanaklarda var, ben biraz kısalttım. İnsanların kıyafetleri yüzünden orduevlerine girişinin engellemesini hâlâ savunabilen, Genelkurmay Başkanı'nın 'bir şey yapmadığını' -o bir şey'den kastedilen ne ise- söyleyip, darbe suçlamasıyla tutuklu olan generalleri referans gösteren bir CHP milletvekili... CHP'nin son dönemde demokrasi ve özgürlükler istikametinde değişmekte olduğunu düşünüyoruz ya... CHP'nin Kemalist ideolojinin yedeğindeki vesayet düzeninin karşısına geçip demokratikleşmesinin ontolojik bir çelişki olduğu yukarıdaki diyalogdan da belli olmuyor mu?