Küresel kriz birçok ülkenin boyasını döküverdi. Alttan çıkan görüntü ise hiç iç açıcı değil... AB ise bu krizin en büyük kaybedeni olacak gibi... Sadece maddi zarar, bütçe açığı vesaire olarak değil... İtibar ve görünüm olarak kaybı büyük olacak yaşlı kıtanın... Zaten AB Anayasası'nın onaylanmasındaki gel-gitler zihinleri -krizden önce de- karıştırmıştı. O bir şekilde halloldu olmasına ama... Ekonomiler krizin sillesini yiyince, AB sisteminin köhne mali yapısı da sırıtıverdi. *** Önce en taze üyeler sallandılar. Macaristan, Bulgaristan gibi... Bir kısmı IMF'nin ipine yapışan bu ülkeleri, daha sağlam olduğu varsayılan ülkeler takip etti. Dünün başarı örneği İrlanda, otuz yılın işsizliğini çözmekle övünen İspanya mali krizle burun buruna geldi. Son olarak Yunanistan çekti bayrağı... Borç boğazı aştı, yardım gelmezse boğuluruz dedi... Tabii İspanya, İrlanda ve Yunanistan, taze üyeler gibi "sadece üye" değiller... Ortak para sisteminin içindeler, yani para birimleri euro... Onların çökmesi demek, Euro'nun çökmesi demek olur ki, bunu hiçbir Avrupalı düşünmek bile istemez. Haliyle AB'nin güçlüleri olan Almanya, İngiltere ve Fransa, ellerini ceplerine atmak zorundalar... Atacaklar da... *** Lakin, onların da durumu pek güllük gülistanlık değil... Almanya, 85 milyar euro bütçe açığının ızdırabıyla "mali krize girebiliriz" diyerek dünyanın geri kalanını kâbusa sokabiliyor mesela... İngiltere'nin kamu borcunun milli gelirine oranını ise kimse telaffuz bile etmek istemiyor. Anlayacağınız; AB, bu krizle birlikte, iyice köhnemiş karar mekanizmaları ve hazırdan yiyen mali sisteminin ayıpları ile yüz yüze geldi. Kriz umarım bu ayıpları azaltmalarına vesile olur. Haa unutmadan... Avrupa çöküyor diye sevinenlere hatırlatayım. Her 100 TL ihracatının 55 TL'sini Avrupa'ya yapan Türkiye, inşallah olmaz ama, AB çökerse altında kalacak ülkelerden birisi olur. Milliyetçi coşkunluklara kapılmadan önce bir düşünün derim.