Avrupa yanlış mı yapıyor?

Küresel krizden en büyük darbeyi Avrupa Birliği yedi. Daha doğrusu kriz, yaşlı ve hantal AB ekonomisinin üzerindeki örtüyü kaldırdı. Tam bir siyasi birlik olamayan AB'nin, ekonomik karar mekanizmalarını da oluşturamadığı ortaya çıktı. Sorunlar, zaaflar, devasa açıklar ortaya döküldü; şimdi bu girdaptan nasıl çıkacağını tartışıyor yaşlı kıta... Ancak tedbirler konusunda da birbiriyle çelişen iki temel düşünce var ortada... AB yönetimi, ülkelerin bütçe açıkları ve borçlarını hızla azaltmasını istiyor; sıkı tasarruf politikaları ardı ardına açıklanıyor. Öte yandan, dünyanın resesyondan henüz çıkamadığını ve şimdi alınacak tasarruf tedbirlerinin resesyonu depresyona, yani büyük buhrana dönüştüreceğini savunanlar da var. *** Bu görüşü ortaya atanlardan biri de, iktisatçı Paul Krugman... NY Times'ta çıkan bir makalesinde, ülkelerin bütçe açıklarını azaltmak için sıkılaştırmaya gitmelerinin krizi derinleştireceğini yazdı Krugman... "Kriz patladığında bütün ülkeler, açıkları artırma pahasına harcamaları artırdılar ve doğru yaptılar" diyor Krugman... Krizin o sayede 1929 benzeri bir buhrana dönüşmediğini belirtiyor. Lakin, şimdi AB'nin, büyük bütçe açıklarından paniğe kapılıp, erken ve aşırı tasarruf tedbirleri almasının, henüz sona ermeyen resesyonu derinleştireceğini söylüyor. *** Bu kriz, kapitalist sistemle birlikte kamu maliyesinin birçok kabulünü de değiştiriyor. Bütçe açıkları yüzde 10'larda gezen ülkelerden, eskiden olsa derhal bütçe açıklarını azaltmaları istenirdi. Şimdi ise "açığı filan boşverin, durgunluktan çıkmak için harcamaları genişletin" deniyor. Bu kriz gerçekten de diğerlerine hiç benzemiyor. *** Merkez Bankası'nın hakkını teslim etmek lazım Dün açıklanan oranlar enflasyonun düşmekte olduğunu teyid etti. Merkez Bankası hem beklentileri iyi yönetiyor, hem de politikasını itidal üzerine kuruyor. Yıl sonuna doğru beklenen faiz artışını da muhtemelen yapmayacaktır. Bu da büyümeye olumlu yansır.