Nedir bu rakam? 2008'de tahmin edilen cari açığın finansmanı için aylık ortalama ihtiyaç. Ekonominin zayıf halkası büyümeye devam ediyor. Bu yılı 35 milyar dolarla kapatacağız gibi görünüyor. 2008'de beklenen açık ise 42 milyar dolar. Yüksek mi? Bir hayli yüksek. Çok şükür ki finansmanında şu ana kadar sorun yaşanmadı. Cari açık belli olduğunda, zaten finanse edilmiş oluyor. Yani önce açık ver sonra finanse et durumu yok. Hem doğrudan yabancı sermaye (FDI), hem de özel sektör uzun vadeli dış borçlanması -ki ikisi de sağlıklı finansman yolları- cari açığı tehdit olmaktan çıkarıyor. 2007'de açığın 17 milyar doları FDI yoluyla kapanmış. 30 milyar doları aşkın bir kaynağı da özel sektör dışarıdan borçlanarak getirmiş. Bu denli büyük açık veren bir ülkenin döviz rezervlerinin azalması beklenirken artıyorsa sebep bu finansman bolluğudur. Yani tablo iyi. 2008'de de kuvvetli özelleştirmelerin desteğiyle 20 milyar dolar FDI ülkeye gelir. Her ne kadar yurt dışında borçlanma piyasası hâlâ toz duman olsa da, Türk şirketlerinin büyüme hızları, "tereddütlü borç verenleri" bile ikna edecektir diye düşünüyorum. Yani 2008'deki 42 milyarı da kazasız belasız kapatırız. İlanihaye Kapatırız ama 3-4 yıl daha bu oranda açık vermeye devam edemeyiz. Gelen FDI'ın bir kısmının döviz çıkışına (kâr transferi yoluyla) dönmeye başlayacağını, şirketlerin aldığı yurt dışı borçların faiz ve anapara ödemelerinin zamanının geleceğini düşünmek lazım. Yani "finanse ediliyor ya, sen ona bak" diyerek birkaç yıl daha gidemeyiz, gitmemeliyiz. Kaldı ki, petrol ve enerji fiyatları görünür gelecekte azalmayacak, hatta artacak. "100 dolara petrol" düşüncesine alışmamız gerekiyor. Enerji ithal eden bir ülkede yaşıyoruz ve petroldeki her 1 dolar artış cari açığın üzerine 530 milyon dolar ekliyor. Üstelik "ithal etmeyelim o halde" diyecek halimiz de yok. Cari açıkta şu anda sorun yok; ama bunun hep böyle gitmeyeceğini ve 3 yıllık perspektifte açığın mutlaka azalması gerektiğini bilmemiz lazım.