Devamı: ...Lafa bakılmaz. Şahsın görünür rütbe-i aklı eserinde... Enformasyon çağında yaşıyoruz. Aynı zamanda bir imaj ve reklam çağı... Kendini pazarlamanın, işini yapmakla eşdeğer konuma gelebildiği bir çağ. Her iyi gelişmenin, bir yan etkiyi de beraberinde getirmesi gibi, enformasyonun yaygın ve kolay erişilir olması, "enformatik cehalet" olarak tarif edilebilecek olumsuzluğu da hayatımıza soktu. Üstüne "malumatfuruşluk, demagoji ve kendini pazarlama"yı da koyun, karşınıza çıkan insan prototipinin, her yerde karşınıza çıkabilecek, sığ, kompleksli, bulunduğu konumu elde tutabilmek için herşeyden medet umabilecek tıynette olduğunu görürsünüz. Ve bu insan tipinin mebzul miktarda olduğunu -üzülerek de olsa- farkedersiniz. İş ve sosyal hayata dair kuralların ve değerleme kriterlerinin tam oturmadığı, insanların birey olamadığı, köylülükten kurtulamadığı toplumların doğal ürünleridir bu tür insanlar. Hasbelkader mevki, iş, meslek edinmişlerdir. Üzerlerindeki elbise bedenlerine hiç uymamakta ve sakil durmaktadır. En acıklı tarafı ise, kendilerinin bunun farkında olmamaları, yani elbiseyi hak ettiklerini ve üzerlerinde de çok iyi durduğunu zannetmeleridir. Sadece yap Saygı ve sevgi duyduğum bir insan "bana anlatan değil, yapan adam" lazım dediğinde, herhalde kastettiği buydu. Zira kendisini laf-ı güzafla değil, yaptığı işlerle anlatan insan, aslında elde ettiğini de hak eden insandır. İşini, sadece işini yapan özsaygısını da kazanır, başkasının saygısını da. Lafla peynir gemisi yürütmeye çalışanlar, kifayetsiz muhterisler, yetersizliğin ezikliğiyle güvensizdirler. Etraflarında hep hile ve desise olduğunu, düşmanlarının ! kendileri aleyhine çalıştığını düşünürler. Halbuki, işiyle hemhal olmuş, etrafıyla barışık, kendisine güvenen insanın neden bir düşmanı olsun ki. Rakibi olabilir, karşıtı olabilir ama düşman? İşimizi iyi yaptığımız ve donanımımıza güvendiğimiz sürece hem huzur alır, hem huzur veririz. Unutmayın ki, sel gidip kum kaldığı gibi, hasbelkader "birşey olmuş" muhterisler de zamanla kaybolur gider, geriye işlerini iyi yapan ve kendilerini bilenler kalır.