Merkez Bankası geçen hafta bankaların munzam karşılıklarını değişik oranlarda artırdı. Bir yıla kadar vadeli mevduatlar için karşılık oranları 1-2 puan arttı. Bankalar kısa vadeli topladıkları mevduatlar için Merkez Bankası'na daha çok karşılık yatıracaklar. Bir yıl ve üstü ise değişmedi. Mevduatların büyük kısmı bir yılın altında vadeli olduğu için, kredi hacminde kaçınılmaz bir yavaşlama yaşanacak haliyle... Zaten amaç da iç talebe dayalı büyümeyi biraz yavaşlatıp ısınan ekonomiyi soğutmak ve cari açığı kontrol etmek... Karşılıklar geçtiğimiz yıl sonundan beri kademeli olarak yükseltiliyor. Merkez kredi genişlemesini kontrol etmeyi hedeflediğini söylemişti zaten... Dolayısıyla son karar da 'şok' filan değil... *** Bankalar çok mutlu değiller haliyle... Nitekim Bankalar Birliği Başkanı Ersin Özince de bu mutsuzluğu yansıtan bir açıklama yaptı. 'Bankacıları da polisler mi götürecek' cümlesi biraz irkiltici de olsa, bankaların Merkez Bankasının değişen politikasına tepkilerini ortaya koyuyor. *** İşin teknik tarafına girecek değilim. Lakin, bankacılar çok iyi bildikleri 'aktif-pasif dengesini', vade uyumu açısından nasıl görüyorlar merak ediyorum. Aktif'teki krediler büyürken vadeleri uzuyor. Pasif'teki mevduatların vadeleri ise bir türlü uzamıyor. Bu bankaların doğrudan kusuru değil tabii ki, ülkedeki yatırımcı davranışının bir sonucu... Borsa yatırımcısı da hisse senedine 2-3 aylık vadeyle yatırım yapıyor. Merkez de karşılıkları bir yıla kadar vadeli mevduatlar için arttırdı. *** Bankalar çok öfkelenmiş olabilirler; kredi artış hızının yavaşlaması büyüme ve kâr hedeflerini gözden geçirmelerini gerekli kılabilir. Ancak bugün kızdıkları Merkez Bankası'nın, 2009 başında kriz dünyayı sallarken karşılık oranlarını azaltarak ve piyasaya doğrudan likidite vererek destek olduğunu da hatırlamak lazım... Bankacılık en çok denetlenen ve regüle edilen sektör, doğru... Ama bankacılığın ekonominin daima en duyarlı ve problem ortaya çıktığında yıkıcı etkiler üreten sektör olduğunu da unutmamak lazım... 'Banka ve polis' algıyı kuvvetlendiren bir metafor olabilir, lakin üreteceği tedirginliği de hesaba katmak iyi olur.