Bankalara rekabet cezası

Geçen hafta, banka genel müdürlerinin 'biraz da şov kokan' yüksek perdeden tepkileri ile kamuoyunun farkettiği bir konuydu. Rekabet Kurumu (RK), 8 bankaya, rekabeti ihlal ettikleri gerekçesiyle soruşturma açmıştı ve bankaların talebi üzerine de sözlü savunma için toplantı yapmıştı. Bu toplantıda genel müdürler 'bankaların itibarı zedeleniyor, borsadaki hisselerimiz düşerse bunun sorumlusu kim olacak' diye feveran ettiler. Ertesi gün de Başbakan Yardımcısı Babacan, 'Rekabet Kurumu, bankacilik sisteminin hassasiyetlerini dikkate alacaktır' diyerek -bir bakıma- ince ayar yaptı. *** Dün RK kararını açıkladı. 7 Bankaya toplam 72 milyon ceza geldi. Piyasa da, bankalar da etkilenmedi bu karardan... Muhtemelen ceza tutarı beklenenin bir hayli altında olduğu için... Zira RK, rekabet ihlali yapan şirketlere, cirolarının yüzde 10'una kadar ceza verebiliyor. Bankalara da ceza verilecekse, yüzmilyonlarca lira olabilir diye tahmin ediliyordu. Toplam 72 milyon TL ise ceza verilen bankaların gelirlerinin binde 4'üne tekabül ediyor. *** RK cezayı kesmiş; bankalar da dilerlerse Danıştay'a giderler. Hukuken bir yanlış yok. Lakin, aklıma takılan iki husus var: Birincisi, bankacılık sistemini düzenleyen, personele dağıtılacak primden sermaye oranına kadar her konuyu denetleyen bir üst kurul var: BDDK. Bankaların aralarındaki anlaşmalara varıncaya kadar müdahil olabiliyor BDDK.. O halde, bankaların arasındaki rekabet şartlarını veya varsa ihlalleri de BDDK'nın tespit ve denetlemesi daha doğru olmaz mıydı? RK, teknik olarak çok da iyi tanımadığı bir sektörde rekabet ihlalini tam olarak anlayabilir mi? Aklıma takılan ikinci konu ise, ihlal ile ceza arasındaki korelasyon... Ceza verdiğine göre, RK bir ihlal tespit etmiş. Ama verilen ceza, başka sektörlerdeki firmalara verilen ihlal cezalarıyla kıyaslandığında, oran olarak bir hayli düşük... Acaba RK 'ihlal var ama biraz var' mı diye düşündü? Ya da ben mi böyle düşünüyorum?