Türkiye ekonomisinin iki taşıyıcı kolonundan birisi olan finans sektörünün (diğeri de disiplinli kamu maliyesi) sağlam olmasının, küresel depremin etkilerini aza indireceğini anlatmaya çalışmıştım. Eğer bir deprem varsa, her bina az veya çok sallanacaktır. Ama kolonları sağlam olan binalar, eşyalar kırılsa veya duvarlarda çatlaklar oluşsa bile yıkılmayacaktır. 2001'de kolonlar çürüktü ve bina çöktü. Şimdi ise kolonlar sağlam... Lakin bu defa deprem çok güçlü ve uzun süreceğe de benziyor. Dolayısıyla, "kolonlar sağlam bina yıkılmaz" diyerek gevşek davranmamak gerekiyor. Bankalar, 2001'den alınan ders ve sıkı denetimle bilançolarını tahkim etmişlerdi. Şirketler de geçmişte aynı dersleri aldıkları için, geçtiğimiz 6 yılda daha hesaplı ve planlı oldular. Faaliyet kârı, verimlilik, stok maliyeti gibi kavramları içselleştirdiler. En önemlisi "kredi riskini yönetmeyi öğrendiler." *** Bankacılar için söylenen bir söz vardır: Güneşte şemsiye verip yağmurda geri istemek. Bu "kötü" şöhretin sebebi de geçmiş krizlerde bankaların, verdikleri kredileri "gereksiz panik ve sertlikle" toplamak istemeleri ve birçok şirketi "lüzumsuz yere" sıkıntıya sokmaları idi. Şimdi küresel kriz önümüzde... Bunun sanayiciye, ihracatçıya, tüccara yansımaları oluyor, olacak da... Likiditede daralma, ihracat pazarlarında küçülme olacak. Ancak Türkiye'nin sanayicisi de, tüccarı da eskisi gibi değil. Çoğu hesabını iyi yapan, ayağını yorganına göre uzatmış, verimliliği keşfetmeye başlamış durumda...Yani, "boğazlarına basılmaz ise" bankalardan aldıkları kredileri çevirebilecek, borç servisini "önceden planlanan biçimde" yapabilecek durumdalar... *** Avrupa Merkez Bankası Başkanı Trichet "devletler bankalara sınırsız kaynak sağlıyorlar, artık bankaların da yeniden kredi vermeye ihtiyaçları var" dedi. "Yurt dışından kredi bulmak imkânsız olacak" diyenlerin Trichet'yi dinlemesinde fayda var. Türkiyeli bankalar da, kendi likiditelerini sağlama almak isterken "haddinden fazla" temkinli olmasalar iyi olur. Neticede bu kriz de sona erecek ve kredi alanlar, kriz ortamında hangi banka nasıl davranmıştı diye hatırlayacaklar. Bankacılığın bir kuralı "tedbir" ise diğeri de "itidal"dir ve bankaların "yarın" pişmanlık duyacakları biçimde davranmamaları kendi lehlerinedir.