Anayasa değişikliğine hayır diyenlerin, içerikle ilgili, birkaç cılız itiraz dışında eleştirileri olduğunu duymadım. Hayır diyenlerin kahir ekseriyetinin ortak paydası, "Tayyip nefreti ve AK Parti karşıtlığı..." Yani "bunlardan gelecek iyilik gelmesin daha iyi" hâli içindeler... Bu tür, "nefret ve hezeyan ile malul" olanlara laf anlatmak boşuna çaba.. Lakin, bir de hayır deme gerekçelerini "sivil vesayet olur, AK Parti diktatörleşir, yaşam tarzımıza müdahale eder"e dayandıranlar var. Başbakanı "bitaraf-bertaraf" tartışmasında baskı yapmakla, korkutmakla suçlayanlar var. Onlara göre muhafazakâr yaşam tarzına sahip olanlar, diğerleri üzerinde baskı oluşturuyorlar. *** Peki öyle mi gerçekten? Laik yaşam tarzına sahip ve dindar olmayan insanlara baskı yapılıyor mu? Kıyafetlerine karışılıyor mu mesela? Alkol almalarına, denize girmelerine, lüks araçlara binmelerine engel olunuyor mu? Referandumda "hayır" diyeceklerini açıkladıklarında baskı ile karşılaşıyorlar mı? Evet dediği için olmadık hakarete maruz kalan Sezen Aksu gibi bir mahalle baskısına maruz kalıyorlar mı mesela? *** Seçkinlerin, ulusalcılaiklerin mahallesinden olup da "ürke korka" evet diyeceğini açıklayanlara dünyayı dar edeceksiniz; Evet diyeceklerin ne hainliğini, ne satılmışlığını bırakacaksınız. Sonra da sivil vesayet tehlikesinden, yaşam tarzı tehdidinden bahsedeceksiniz. Biraz samimi olun lütfen... *** Kendi mahallenizden olup da -ezkaza- hükümetin veya Başbakan'ın bir icraatını beğendiklerini söyleyenler, cümlenin başına "AKP'li değilim ama, AKP'ye oy filan vermedim ama" koymak zorunda hissediyorlar kendilerini... Zira AK Parti'ye oy vermeyi zül addediyor ve bunu da muhatabınıza her davranışınızla hissettiriyorsunuz. Bundan ala baskı mı olur?