Bastırılmış tüketim duygusu

A -
A +

Türkiye'de tek göz gecekondularda, yıkık dökük köy evlerinde veya varoşların en fakir mahallelerinde bile sık sık şahit olduğumuz bir görüntü vardır. Fakirlik evin her haline yansımıştır ama tüm haşmetiyle buzdolabı, otomatik çamaşır makinesi ve televizyon en yenilerinden evin içine yerleşmişlerdir. Ev ahalisi yeterli beslenememekte, geçim sıkıntısından şikayet etmektedir ama beyaz eşyalarını, altı ay önce "taksitle" yenilemişlerdir. Bu görüntünün benzerine, biraz daha üst gelir grubunda rastlayabiliriz. Yine geçim sıkıntısından söz edilmektedir ama, banka kredisiyle yeni alınan arabanın taksitleri de ödenmeye çalışılmaktadır. Türk insanındaki bastırılmış tüketim hissinin veya ertelenmiş refah duygusunun içgüdüsel yansıması olarak görüyorum ben bu hali. Eli biraz para gören insanımız, hemen beyaz eşya almaya, mobilyasını değiştirmeye yöneliyor. O sebeple de ekonominin seyrini takip eden analistler için de beyaz eşya ve otomobil satışları verileri dikkatle takip ediliyor. Refah ölçüsü Bu ayki verilere baktım. İki aydaki beyaz eşya satışları, geçen senenin aynı dönemine göre % 54 artmış. Ekonomideki iyileşme vatandaşın cebine yansımadı diyoruz ama, yurdum insanı, iyileşme cebine girmeden buzdolabına, çamaşır makinesine yatırmış parayı. ABD'de 15-20 yıl kullanılan beyaz eşyaları çok sık görürsünüz evlerde. Türkiye'de ise birkaç yılda bir değişmezse içi rahat etmiyor kadınların. Otomobilde de durum farklı değil. Krizlerde darbelenen erkeklerimiz, gözleri biraz açılınca soluğu galeri veya oto pazarında alıyorlar. Geçen yıl 238 bin kişi 5 katrilyon TL otomobil kredisi kullanmışlar. Bir önceki yıla göre yüzde 300 artış. Tünelin ucunda ışık göründüğü anda Türk tüketicisinin aklına arabasını değiştirmek düşüyor, veyahut buzdolabını. Evlenirken bile ilk konuşulan konu hangi beyaz eşyayı kimin alacağı. Türkiye'de evlerin en yeni nesneleri ya televizyondur, ya da çamaşır makinesi. Eğitim, sağlık, güvenlik, kültür gibi "yaşam kalitesini arttırıcı" harcamalara para ayırmak yerine, parayı eşyalara yatırmak daha cazip geliyor insanımıza. Kimbilir, bu eşyaları bir statü sembolü olarak düşünüyordur belki de.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.