Beklenmedik gelişme

Türkiye ekonomisi 2010'da yüzde 8.9 büyüdü. Çin ve Arjantin'den sonra geçtiğimiz yıl dünyanın en hızlı büyüyen 3. ekonomisi oldu. Aynı dönemde gelişmiş ülke ekonomileri ya küçüldüler ya da çok daha mütevazı büyüme oranlarıyla yılı kapattılar. Avrupa Birliği birbiri ardına çöküş sinyalleri veren üyelerin dertleriyle boğuşurken, üyelik kapısında oyalayıp durdukları Türkiye'nin bu çarpıcı büyümesini 'beklenmedik gelişme' olarak nitelendirdiler. Birliğin üyeliğe almakta hiç de nazlanmadığı Hırvatistan ve diğer Balkan ülkeleri küçülürken, 'üye yapsak mı yapmasak mı' diye ayak sürüdükleri bir ülkenin bu denli büyümesini beklemiyorlardı demek ki... *** Oysa 2008'de başlayan küresel krizden Türkiye'nin az hasarla çıktığı ve kamu maliyesinin sağlam olduğu biliniyordu. IMF de OECD de 2010'daki güçlü büyüme beklentilerini raporlarında sürekli belirtiyorlardı. Görünen o ki, krizin 'teğet geçtiğini' içerideki müzmin muhalifler bir türlü kabul edemezken, AB de 'teğetin' farkına varamamış. *** AB'nin raporu, enflasyonun yüzde 4 ile son 40 yılın en düşük düzeyinde olmasına rağmen büyümenin hızlanmasını öngöremedi. Aslında işin sırrı, kamu maliyesindeki disiplinin sürmesi ve Hükümetin krizin başlangıcında tereddüt etmeden aldığı tedbirlerde idi. Nitekim AB'nin dün yayınladığı rapor da bunu teyid ediyor. 2010'da bütçe açığının yüzde 5.7'den yüzde 3.3'e indiğini, bankacılık sistemindeki karşılıksız kredi oranının da yüzde 3.4'e gerilediğini söylüyor rapor... *** Ekonomik performans ve kamu maliyesindeki doğru yönetim, büyümeyi yukarı çekerken enflasyon ve bütçe açığını azalttı. Sürpriz bir durum değildi bu... Ama AB'de Türkiye'ye yönelik miyopluk giderek arttığı için, rahatlıkla öngörülebilecek bir sonucu 'beklenmedik' olarak nitelendiriyorlar. Tıpkı bu ülkenin 'çok bilen miyoplarının', AK Parti'nin muhtemel 3. seçim galibiyetini bir türlü gerekçelendiremedikleri gibi...