Seçim yaklaştığında, klişe bağımlısı medyanın 'bayıldığı' bir cümle düşer ortalığa: Meydanlar şenlendi. Mitinglerdeki bayraklar, şarkılar, rengârenk kıyafetli insanlarla meydanın sadece fotoğrafına bakınca 'ne kadar şen' denilebilir. Ama o meydanlardaki konuşmalara kulak kabartın, hiç de 'şen' değil... Öfkeli, tehditkâr, hatta küfürbaz..(Kılıçdaroğlu'nun ana.. hecesinde kalan hitabını hatırlayın.) *** Mesele seçim dönemi veya miting meydanı değil, daha derin ve kronik... Türkiye'de siyasi-sınıfsal bir dönüşüm yaşanıyor ve bu dönüşümden ürken, hoşlanmayanların ürettiği bir nefret dili var. En kaba ve sarsıcı haliyle nefret... Öldüresiye nefret... Abarttığımı düşünmeyin; Başbakan Irak'a gittiğinde uçağının düşürülmesini dileyen 'kentli-eğitimli' vatandaşları gördüm ben... Bu nefret, seçimlerde daha belirgin hale geliyor, o kadar... Tabii nefret, kendi karşı nefretini de üretiyor. Nefret edilen 'öteki' de, kendisine nefretle bakana sevgi çiçekleri uzatmıyor haliyle... Konuşmayı, anlamayı ve dinlemeyi sıfır noktasına düşüren bu berbat duygu durumu, o duyguyu (nefreti) taşıyanları gerçeklerden koparmakla kalmıyor, nevrotik bir yaşama mahkûm ediyor. Zira gerçek ancak iz'an ve idrak ile anlaşılabilir. Ve nefret her ikisini de yok ediyor. Türk olan-olmayan SETA Vakfının araştırmasına göre bu ülkedeki Türklerin dörtte üçü, Türk olmayan kimseyi sevmiyor. Bir etnik unsur diğerlerini sevmek zorunda değil... Kimse 'sevgi kelebeği' olmak zorunda değil... Ama öfke ile, tiksinerek, başlarına gelen her felakete, ölüme, kıyıma 'az bile olmuş' hissiyle bakmak ne inancımıza sığar ne insanlığa... Bir büyük zat ne diyor: İnsanlara iyilik yapmakla mükellef değilsiniz ama kötülük yapmamakla mükellefsiniz. Olmaz olsun! Taşlar, panzerler ve iptal edilen maç... Neredeyse tarumar olan bir şehir... Sebep? Beşiktaş ve Bursa taraftarları arasındaki husumet! 7 yıl önce bir takımın aldığı sonuçlar yüzünden diğeri küme düşmüş. Buymuş husumet kaynağı... Böyle taraftarlıkla, böyle yöneticilikle, böyle spor medyasıyla futbolun geldiği yer bu! Kına yakarsınız artık! Not: Murat Başesgioğlu aradı. Cumartesi yazımdaki 'Demirel'in tavassut ettiği söylenen isimler' ile ilgisinin olamayacağını, geçmişte DYP'li de olmadığını belirtti.