Avrupa Birliği 6. Uyum Paketi iktidar-muhalefet "uyumuyla" Meclis'ten geçti. Hakikaten çok önemli bir aşama. Siyasi kriterlerin yerine getirilmesindeki kararlılık, üyelik tarihi için elimizi bir hayli güçlendirdi. Tarih belli olup da üyelik süreci işleyebilse, Türkiye'nin ekonomik çehresinin nasıl değişmeye başladığını göreceğiz. "Neden gelmiyor?" diye üzüldüğümüz yabancı sermaye ve fonların akmaya başladığını göreceğiz. İstikrar ve güven artışı ile faizlerin düştüğünü, borçlanma maliyetinin azaldığını göreceğiz. Bunlar bir anda mı olacak? Hayır. Ama hızlı sayılabilecek bir sürede hissedeceğiz iyileşmeyi. Gerçekleşme ihtimali yüksek bir hayal kuruyoruz. Gerçi bu hayal bazıları için kâbusa dönüşüyor ne hikmetse ama, onları da öylece kabul edeceğiz. Kısacası AB sürecinde işler yolunda. Peki diğer karın ağrımız IMF ile ilişkiler? İşler orada da iyi gibi görünüyor ama 5. gözden geçirmeyi halledip de niyet mektubunu bir türlü yazamadık. Haliyle de, dün bahsettiğim "kötümserlik illeti"ne duçar olanların karınları yine ağrımaya başladı. Niye geciktirilir ki IMF, beğenelim veya beğenmeyelim iyi geçinmek zorunda olduğumuz, en büyük alacaklımız. En azından bir süre daha. İstekleri belli. Gözden geçirmelerde hangi konuların üzerinde durulduğu aşikâr. İsteklerinin büyük çoğunluğu da -dürüst olmak lazım- adam gibi bir ekonomiye kavuşmamız için gerekenler. Üstelik de, "gerekenlerin" büyük çoğunluğunu kendi irademizle yapamamış, bu yüzden de IMF sopasıyla yapar duruma düşmüşüz. O halde neden gözden geçirmeler böyle sündürülür, geciktirilir, piyasalar yay gibi gerdirilir bilmiyorum. İsmi üzerinde "beşinci" gözden geçirme. Demek ki daha önceden dört defa gözden geçirilmişsin. Yani yürüyen bir süreç. Diğer yandan, istenenlere bakıyorum: Sosyal Güvenlik yasası, İşkur yasası, Bağ-Kur yasası. Bilahare de icra iflas yasası. Hepsi de Türkiye'nin kangren olmuş meseleleri. Nirengi noktası Elin yabancısı Türkiye'yi değerlendirirken IMF'nin tutumuna bakıyor. Yerli piyasa da öyle. Çünkü yerlisi yabancısı yıllardır görmüş ki, IMF sopası olmazsa ekonomik hiçbir reform yapılamıyor, yapılsa da uygulanmıyor. Dolayısıyla gözler hep IMF'ye bakıyor. O da "onay" anlamında başını sallarsa bir süreliğine daha Türkiye'ye güveniliyor. Yani "zurnanın zırt dediği yer" bu nokta. Bu sebeple 5. gözden geçirme veya niyet mektubu önem kazanıyor.