Bir ülke, iki gezegen

A -
A +

Siyaset, ekonomi, laiklik, demokrasi, özgürlük, hukuk... Hepsinin kesiştiği bir birleşim noktası var: İnsanın mutluluğu ve refahı... İçinden insan unsurunu çıkarırsanız bu ve diğer kavramlardan geriye ruhsuz birer tarif kalıyor. Bu ülkede siyaset yapan siyasetçinin, devlet çarkını döndüren bürokratın, müesses nizama bekçilik yapan seçkinin hep ıskaladığı gerçek bu... Iskaladığı için de cemiyetten, bu ülkenin ortalama insanından hep uzak düşüyor. Laiklik derken gözleri çakmak çakmak olan egemen zümre, laikliği kimin adına savunuyor sizce? Toplum adına mı? Müesses nizamı değişmez tabu olarak kabul edip, değişim talep eden insanların ensesinde boza pişiren statüko bekçilerinin zihninde halk kaçıncı sırada ki? *** Toplumlarda farklı yaşayışlar, farklı inanışlar, etnisiteler, gelenekler olabilir. Farklı insan gruplarını toplum veya vatandaş yapan, ortak paydalarıdır. Refah, özgürlük, adalet, yönetime katılma gibi... Türkiye'de ise toplumun büyük kısmı ile statükonun elitleri arasında ortak payda yok gibi... O yüzden de bu ülkede bir tarafta hayatın tüm sahiciliği içinde yaşayan, üreten, talep eden, sevinen, üzülen, kızan, barışan insanlar varken, diğer tarafta "muhayyel bir laiklik tehdidine" karşı hep uyanık, hep tedirgin, her daim koruma refleksleri ayakta, gergin, buyurgan ve tahammülsüz bir zümre var. Ve bu iki tarafın dünyaları, gerçekleri, beklentileri o kadar farklı, o kadar ayrı ki... *** Bu yazıyı küçük bir ilçede, Atabey'deki bir internet kafede yazıyorum. İnsanların laiklik derdi filan yok, dünyaya ayak uydurma derdinde hepsi... Ve inanın dünyanın gittiği yönü o her şeyi bilen seçkinlerden daha iyi anladıkları kesin... Türkiye'yi kendilerinden ibaret sanan ve ülkeyi de kendilerinin mülkü kabul eden müesses nizam savunucularının görmedikleri, görmek istemedikleri gerçek Türkiye bu işte... Bunu hazmedemiyor seçkinci zümre. Düne kadar boyun eğen, el pençe duran insanların hayata tutunmalarını ve öz güven kazanmalarını hazmedemiyorlar. Tüm patırtı da buradan çıkıyor... Ama ne yapsalar nafile... Seçkinler "kendi gezegenlerinde" bağrışa dursunlar, toplum gelişiyor, serpiliyor ve ışıl ışıl gözlerle ileriye bakıyor...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.