Biri anlatsa da anlasak...

A -
A +

IMF anlaşması zihinlere bir kez düştü ya... Tamam artık... Ekonomi habercilerine gün doğdu. Heyet geldi gelmedi, niyet mektubu taslağı yazıldı yazılmadı hikâyelerini, anlaşma şöyle gerekli, böyle gerekli değil malumatfuruşluklarını dinleyeceğiz demektir. Ta ki, Başbakan veya Bakan çıkıp imzaladık veya imzalamadık diyene kadar... *** Bunca yıldır ekonomi okuyorum, iyi-kötü bir şeyler yazıyorum. İşim bu... Lakin ben hâlâ, IMF'ye bugunkü durumda bizi mecbur bırakan sebeplerin ne olduğunu anlamış değilim. Sebep yoktur demiyorum; esas sebebin ne olduğunu bilmiyorum. "IMF çıpasının sağlayacağı uluslararası güven" desem olmaz. IMF'siz ortamda Türkiye'nin kredi notu yükselirken... Hazine 2 milyar dolar borçlanmayı bir çırpıda yapabilirken... Yatırım bankaları Türkiye'yi 2010'un yıldızı ilan ederken... IMF anlaşması bize güven sağlar demek ne kadar mantıklı olabilir bilmiyorum. *** IMF parasına ihtiyaç var desem... Merkez Bankası, Hazine 2010 programlarını IMF'siz senaryoya göre yapmışken... Üstelik 2010 bütçesinin vereceği açık 3 ay önceden biliniyorken... IMF parasına ihtiyaç bir anda mı hasıl oldu diye düşünmem çok mu abes olur? Hele anlaşmaya mecburuz diyenlerin, işi götürüp emeklilere yapılan zammın bütçeye getirdiği 3 milyar TL ek yüke bağlamalarını ben idrak edemiyorum. *** Neticede ekonomi allamesi değilim. Herhalde dikkatimden kaçan veya bilemediğim bir ihtiyaç var ekonomide... Krizi IMF'siz geçiren ve bu sebeple de takdir gören Türkiye'nin, birdenbire IMF ile anlaşma noktasına gelmesinin mutlaka makul sebepleri vardır. Hülasa... Şu sebep veya sebepler bize -anlayacağımız biçimde- anlatılsa, biz de anlasak iyi olmaz mı? Ekonomi yönetiminden -mesela Sayın Başbakan Yardımcısı Ali Babacan'dan- talebim budur.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.