Birileri kuruyor, biz izliyoruz

A -
A +

Kim o birileri? Neyi kurmuşlar? Niye kurmuşlar? Baştan söyleyeyim, bu yazıda bu soruların cevabı yok. Bu ülkede ne olup bitiyorsa hep 'birilerinin' kurguladığına, planladığına, uyguladığına inanılmıştır. 'Dış güçler ve onların içerideki iş birlikçileri' retoriğini -hem de defalarca- duymayan yoktur. Bu inanışın tarihi perspektif içinde haklılık payı da var. Osmanlı'nın yıkılışı ve sonrasında bu coğrafyada oluşan-oluşturulan devletler, 'o birilerinin' kurgu ve yönlendirmeleriyle ortaya çıktılar. O dönemin emperyal hedefleri olan devletleri -bilhassa İngiltere- sınırları çizmekten Müslüman toplulukları ifsad etmeye kadar çok etkili oldular. Türkiye'nin içine kapalı, dünyanın iki kutuplu olduğu dönemde de birçok sosyal, siyasi hadise ve oluşta bu tür kurguların tesiri oldu. Lakin küreselleşme ile iktisadi ve ictimai sınırlar silikleşmeye başlayınca, üstüne üstlük çok katmanlı ve kolay erişimli iletişim her yere yaygınlaşınca, toplumsal ve siyasi gelişmeleri kurgulama imkânları azalmaya başladı. Bu kadar çok enformasyonun, iletişimin, iktisadi ilişkinin ve çok boyutlu (multilateral) sosyal münasebetin olduğu bir dünyada 'birileri her şeyi planlıyor, uyguluyor, bize de izlemek düşüyor' demek fazla 'kurgusal' olmuyor mu? 'Birileri' tabii ki boş durmuyor, süreçlere müdahil olmaya, yönlendirmeye çaba sarf ediyordur. Ama bu kadar çok değişkenin bir arada ve hızla hareket ettiği kaotik bir zamanda, 'Türkiye'nin dönüşmesine birileri karar verdi, dönüşüyoruz' demek kurgusal gerçeklik ile hakikatin birbirine karışmasına yol açıyor. Eğer ideolojik vesayet bu ülkede kırılıyorsa, Eğer ekonomik manivelalar el değiştiriyorsa, Eğer düne kadar tabu olan mevzular bugün tartışılabiliyorsa, Eğer dış politikada başka bir paradigma tarif edilebiliyorsa, Eğer ideolojik vesayetin devletteki ve toplumdaki aygıtları deşifre oluyor, dokunulmaz zannedilenler hesap verir hale gelebiliyorsa, 'Bir yerlerde birileri Türkiye'nin demokratikleşmesine ve eski statükonun tasfiyesine karar verdiler, olan biten ne varsa sebebi budur, yormayın kafanızı' dememek gerekir. Bugünün çok katmanlı, çok bilinmeyenli, çok değişkenli dünyasının gerçekleri 30 yıl öncesinden çok farklı zira... Üstad'dan Sabır incecik sırat, Murad içinde murad Sabır Hakk'a tevekkül, Sabır Hakk'a itimad. Necip Fazıl

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.