Ama bizlerin yani bürokratik sıfatı olmayanların anlayacağı biçimde tarif etse... Öyle ya, eğer "kamu"dan kasıt biz isek, neyin yararımıza olduğunu bilelim, değil mi? Bürokratik mevzuat bir hayli lastikli tabirle doludur. Çektiğin yere kadar gider. "Kamu yararı" da bunlardan birisi. İlk başta kulağa hoş gelen, kimsenin itiraz edemeyeceği bir tabirdir. Yargı veya bürokrasi "kamu yararı" dediği anda akan sular duruyor. Bu tür muğlak tabirlerin yasal mevzuatın içine serpiştirilmesi, belki de "gerektiğinde suların durdurulabilmesi" içindir. "Türklüğe hakaret" gibi... Birisi çıkıp da güncel bir meselede devleti veya bir uygulamasını eleştiren bir görüş mü söyledi, her an "Türklüğe hakaret etmiş" sayılabilir. Danıştay, Petkim'in % 51'inin 2 milyar 50 milyon dolara satışını durdurdu. Gerekçe: Kamu yararı görülmedi. Karar da ilgili heyet tarafından 14'e karşı 15 oy ile alındı. Yani Petkim'in özelleştirilmesi 14 yargıca göre kamu yararına uygun, 15 yargıca göre uygun değildi. Tek sahip Özelleştirme devletin satılması değil; üretim, ticaret gibi işlerden çekilip asli görevlerine dönmesinin yoludur. Kamu biz isek, bizim yararımız devletin plastik hammaddesi, otomobil lastiği, kumaş üretmesinde değil, yol, baraj, altyapı üretmesindedir. Kamu yararı devletin petrol, elektrik dağıtmasında değil adaleti hakkıyla ve zamanında dağıtmasındadır. Kamu yararı devlet eliyle istihdam değil, güvenlik sağlanmasındadır. Kamunun, yani halkın bir ferdi olarak, benim hayatıma, geleceğime yararlı olacak işler bunlardır. Devlet tüm mal ve hizmetlerin tek sahibi olamaz, olmamalıdır. Devlet düzenleyici ve denetleyicidir. İhaleyi kazanan konsorsiyum, Pazar payını kaybeden Petkim'i dünya ölçeğinde rekabetçi yapabilmek için 10 milyar dolar yatırım yapacaklarını açıklamışlardı. Bu yatırım yine bu ülkeye yapılacak, istihdam bu ülkeden karşılanacaktı. Böyle bakınca da, özelleştirmenin durdurulması kamu yararını azaltıcı olmuyor mu? Mesele Petkim, şu veya bu değil... Mesele Türkiye'nin, çağdaş ve normatif bir hukuk diline sahip olması ve dünyaya entegre olurken de indî (*) mütalaalar yerine, nesnel kriterlerin belirleyici olmasıdır. (*)indî: Herkesçe kabul edilebilecek bir temele bağlanamayıp yalnız bir kişinin kendi kanısına dayanan. TDK güncel Türkçe sözlük.