Dün CNBC-e televizyonunda 4 önemli bankanın Genel Müdürleri vardı. Söyledikleri, bankacılık sisteminden çok ekonominin bütününü ilgilendirdiği için haliyle dikkat kesildim. Üstelik Ersin Özince sadece Genel Müdür değil Bankalar Birliğinin de başkanı... İş, Yapı Kredi, Garanti ve TEB'in tepe yöneticileri, ekonominin geneli hakkında umut verici birçok yorum yaptılar. Eleştiri ve endişelerini de paylaştılar. Bunları detaylı olarak haberlerde okur, izlersiniz. Ben özellikle, polemiği çok yapılan "bankaların reel sektöre yaklaşımı" hakkında ipuçları bulmaya çalıştım. *** Başlıktaki ifade TEB'in Genel Müdürü Varol Civil'e ait... Ve çok kritik bir noktaya temas ediyor. İyi planlanmamış kredi kullanımının şirketler için nasıl öldürücü olabileceğini krizler herkese öğretti. Özellikle gelişmiş finansman yönetimleri olmayan orta boy şirketer, sermaye maliyeti ile kredi maliyeti ilişkisini kurmakta zorlanıyorlar. Bu noktada bankaların sadece kredi veren değil, "krediyi öğreten" olarak kendilerini konumlandırmaları çok önemli... Varol Civil'in anlaşılır biçimde özetlediği bu strateji, sadece şirketleri muhtemel kredi çöküşlerinden korumuş olmuyor. Aynı zamanda kaynakların doğru kullanımı ile yatırım ve istihdamın da artışına zemin hazırlıyor. *** SPK Başkanı Vedat Akgiray bir sohbette "dünyada hiçbir ülke sadece banka kredileriyle büyüyemez" demişti. Çok doğru... Yüksek borçlanmanın sağladığı kaldıraç belki kısa vadede büyümeye ivme kazandırıyor. Ama bu borç sağlıklı bir sermaye yapısıyla birleştirilemediğinde ortaya birçok şirket faciası çıkıyor. 2001'de bunun yakıcı örneklerini yaşadık. Bu yüzden, Varol bey'in sade biçimde özetlediği bu yaklaşım, hem bankaların hem şirketlerin ortak ilkesi olmalı... *** Bankalar reel sektöre, özellikle KOBİ'lere yönelik yapıcı bir söylem içindeler. Bunu eyleme geçirdikleri sürece, bu ülkenin sanayisi de ticareti de büyümeye devam eder.