Bu bir tepki yazısıdır. Muhalefet yapmak adına ilkel milliyetçiliği ve mesnetsiz ithamı sonuna kadar kullanmaktan çekinmeyen zihniyete tepki... Bu ülkenin bir bakanına İngiliz diyerek onu tahkir ettiğini düşünebilen, Güneydoğu'da çeyrek asırdır devam eden bir savaşı bitirmek için atılan adımlara "Kurtuluş Savaşında Yunanlılarla anlaşma yapmadık" diye karşı çıkan bir zihniyete tepki yazısıdır. Yerel seçimlerde dürüst adam diye parlatılan bir siyasetçi, Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'e İngiliz Mehmet dedi. Şimşek, milletvekili seçilmeden önce Merrill Lynch Londra merkezinde çalışıyordu. Seçim kampanyasının 'Çakma Gandi'si olan dürüst siyasetçiye göre yabancı bir şirkette çalışmak veya çalışılan ülkenin pasaportunu almak, yaftalanmak için yeterli sebep olabiliyor. Bu nasıl bir ahlâk anlayışıdır Allahaşkına? *** Muhalefet partisinin sözcüsü, bu ülkenin insanlarının ölmekte olduğu bir savaşı bitirme çabasını "Kurtuluş Savaşında Yunanlılarla anlaşmak" ile benzeştiriyor. Bu ülkenin bir bölgesinde var olan terörü ve huzursuzluğu, o huzursuzluğun kaynağını yok ederek bitirmek için yapılan bir girişime, "savaşta düşmanla anlaşmak" denilebilir mi ? Üstelik Meclis'te! *** Akıl tutulması dedikleri bu olsa gerek... Ne biçim bir milliyetçi reflekstir bu? Kendi yurttaşını düşman, kendi siyasetçisini vatan haini olarak görebilen... Resmî ideolojinin -fazlasıyla anakronik- tanımlarıyla bağdaşmayan her türlü söylemi, girişimi, fikri topyekûn reddeden... Barış denildikçe, çözüm denildikçe, hak denildikçe tüyleri diken diken olan, bağıran, dinlemeye bile tahammül edemeyen bir "vatanseverlik"... Bir ülke böyle mi sevilir?