Bulanma ve durulma

Farkındasınız değil mi? Bu ülkenin tarihi ve olağanüstü bir dönemine tanıklık ediyoruz. İmparatorluk'tan Cumhuriyet'e geçerken de, 2. Dünya Savaşından sonra dünya siyasi ve toplumsal bir yenilenme yaşarken de biz bu dönüşüm fırsatlarını hep ıskaladık. Daha doğrusu dönüşmekten korktuğumuz için içimize kapandık. Ve sonunda zaman hükmünü icra etti. Değişme ve dönüşme mecburiyeti burnumuza dayandı. Ülke, üzerine giydirilmiş deli gömleğinin farkına vardı. Kurulu düzenin sahipleri, bu mecburiyeti fark etmedi; daha doğrusu bunu yok sayıp hakim ideolojiye daha çok sarıldılar. AK Parti -biraz da bu değişim talebinin ürettiği bir siyasi oluşum olduğu için- bunu fark etti. Ve biraz aksak, biraz mütereddit biçimde de olsa, ülkenin anakronik ve otoriter düzenini değiştirecek adımlar atmaya başladı. *** AB'ye uyum süreciyle başladı bu dönüşüm, Ergenekon soruşturmasıyla devam etti, devletin dış politika ezberlerinin bozulmasıyla ilerledi. Dokunulmaz zannedilen bürokratik hegemonyanın üzerine gidilerek sürüyor. İktisadi düzenin dengeleri de eş zamanlı olarak dönüşüyor. Yeni sermaye sınıfları doğuyor; on yıllardır devletle biat-menfaat ilişkisi içindeki mütegallibe sınıfının elindeki manivela da kayıyor artık... *** Fikri ve zihni yapımızın benzediği bir arkadaşım, kafasının çok karışık olduğunu, neyin ne olduğunu anlamakta güçlük çektiğini söyleyince, önce şaşırdım, sonra sevindim. Ülkenin hızla ve doğru istikamette değiştiğinin bir misali aslında, arkadaşımın durumu... Zira, 80 yıl bastırılmış bir dönüşümü birkaç yıla sığdırma mecburiyetinin ürettiği bir zihin karışıklığı bu... O kadar çok şey, o kadar kısa zamanda dönüşmek, ıslah edilmek, yeniden tarif edilmek zorunda ki... Bazen idrak sınırlarımız zorlanıyor, algılarımız alt-üst oluyor. Sular önce bulanıyor ama sonunda durulmak üzere... Yani işler doğru istikamette ilerliyor. Sabredin ve izleyin...