Burada bitmemeli

A -
A +

Öyle bir dava sonucu ki, savcısından hükmü veren hakimine kadar hiç kimse ikna olmuş değil... Davanın sonucu 'örgüt yok' diyor ama savcı '2-3 işsiz çocuğun milliyetçi hislerle işlediği bir cinayet olamayacak kadar karmaşık ve iyi planlanmış' diyor. Hakim 'biz önümüze konan delile göre karar verdik ama tatmin olmadım' diyor. Cumhurbaşkanı 'kamuoyu tepkili' diyor. Başbakan 'vicdani rahatsızlık var' diyor. Başbakan Yardımcısı 'bu ülkede böyle cinayetler işleyebilecek odaklar varsa ortaya çıkarılmalı' diyor. Cinayetin işlendiği dönemi hatırlayalım: AK Parti iktidarını alaşağı etmek için misyoner ve rahiplere suikastler yapıldı. Danıştay saldırısı ile 'dinci terör' velvelesi köpürtüldü. Dink uydurulmuş bir dava ile 'Türklüğe hakaretten' mahkûm edildi. Bugün Ergenekon'dan tutuklu olan Kerinçsiz'ler, Veli Küçük'ler mahkeme önünde Dink'i alenen tehdit etti. Yani, Türkiye'nin benzerlerini 12 Eylül ve 28 Şubat darbelerinden önce çok yaşadığı bir kara propaganda ve kışkırtıcı cinayetler dönemi... Bir kreşendo gibi yükseltilen milliyetçilik ve 'anti-AKP' dönemi... Sistemin manivelasına el atan AK Parti iktidarına yönelik örgütlü ve müthiş bir istikrarsızlaştırma dönemi... 'Altın vuruş' ise Hrant Dink'in öldürülmesi olacaktı ki... Bir yandan başlayan 'Ergenekon soruşturması', diğer yandan da Dink'in cenazesinde toplumun gösterdiği beklenmeyen duyarlılık, 'AK Parti iktidarını alaşağı etme' planını önce duraklattı, sonra da bozdu. Dink cinayetinin amacının, hedefinin ne olduğunu aşağı yukarı herkes tahmin ediyor. İster vicdani sebeplerle, ister siyasi aklın gerekleriyle, bu davanın burada bitmemesi gerekiyor. Arka plandaki örgütlü yapıyı, Delilleri ısrarla karartan, azmettiricileri saklayan, sorumlu olabilecek görevlileri gizleyen gücü, İfşa etmek gerekiyor. Israr etmek, vazgeçmemek gerekiyor. Geleceğin aydınlık olabilmesi için geçmişi karartanlara bir daha bu fırsatı vermemek gerekiyor. Bülent Arınç 'Hrant Dink cinayeti simge bir olaydır' diyor. Bu cinayet, gerçek failleriyle aydınlatılırsa da simge olacaktır. Türkiye'nin 'eski Türkiye' olmadığının simgesi... Denktaş Türkiye siyasetinde dikkat çekici bir figürdür. Yavru vatan diye kutsallaştırılan KKTC'nin ilk cumhurbaşkanıdır. Vefatı tabii ki önemlidir; cenaze töreni tabii ki haberdir. Lakin yazılan destanları, milli kahraman güzellemelerini, 'ideallerinin yaşatılacağına dair nutukları' anlamakta cidden güçlük çekiyorum. Fazla söze hacet yok. Dün bizim gazetede Ahmet Sağırlı'nın Kıbrıs meselesinin serencamını ve Ekrem Buğra Ekinci'nin Denktaş'ı anlattığı yazıları, 'milli kahraman coşkunluğuyla' örtülen hakikati sarih biçimde anlatıyor. O iki yazıyı okumak yeterli...

300
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.