Bugün biraz teknik bir mevzuyu inceleyelim isterseniz: Geçen haftanın flaş gelişmesi büyüme rakamları. Herkes orasından burasından çekiştirdi, biz eksik kalırsak olmaz! Hükümete göre büyük bir başarı göstergesi. Bir kısım ekonomistlere göre ekonominin iyi yolda olduğunun ispatı, bir kısıma göre ise, hormonlu aldatıcı bir rakam. Bu yaznın konusu hangi tarafın haklılık payının fazla olduğunu irdelemek değil. Ancak,yıllardır iktisat esnafının vazgeçmediği bir ön kabul, bu büyüme rakamıyla tuzbuz oldu: Yüksek büyüme=yüksek enflasyon. 2004, enflasyon tarihi dip yaparken, büyüme tarihi zirve yaptığı yıl oldu. Bugüne kadar büyüme hep kamu kesimi eliyle olurdu. Devlet ihale, sübvansiyon ve diğer yollarla piyasaya para pompalardı. Ekonomi büyürdü ama faturası da yüksek enflasyon ile birlikte, artan bütçe açığının finansmanı için daha çok borçlanma olarak elimize tutuşturulurdu. Politikacı günü kurtarır ama biz geleceği kaybederdik. Soğuma... Sevindirici olan büyümenin kamu değil özel sektör tarafında olması. Kamu etkisi sadece yüzde 0,5. Yani devlet, enflasyonla mücadele için elini sıkı tutmaya devam ederken, ülke özel sektör ve ihracat eliyle büyüdü. Ekonominin hızla büyümesi sevindirici tabii, ama bu büyümenin finansmanı da çok önemli. Gerçi geçen yıl bütçe Faiz Dışı Fazla hedefini aşarak, finansmanla ilgili endişeleri de azalttı. Yine de bir miktar yavaşlama, ödemeler dengesinin sıhhati için iyi olur. Gözden kaçırılmaması gereken bir duruma daha dikkatinizi çekmek istiyorum. DİE 15 güne kadar, büyüme istatistik serilerini yeni hesaplama sistemine göre açıklayacak. Mal ve hizmet üretiminin sınırlarını genişleten ve kısmi de olsa kayıtdışıyı kapsama alan bu yeni ölçümleme ile GSMH ve Kişi Başı Milli Gelir rakamları % 20-25 nispetinde artabilir. Haliyle, borç/GSMH oranında 15-20 puan düşüş ,Cari Açık/GSMH oranında yüzde 4'ün altına gerileme olabilir. Yatırımcının "Türkiye algısı" biraz değişebilir. İlginç ve gözden kaçmaması gereken yakın bir gelişme olarak bir yere not etmenizde fayda var.