Büyümenin ekseni

A -
A +

2010'da ekonominin büyüyeceğinde herkes hemfikir... Hatta iktisatçıların birçoğu, ekonomi yönetiminin yüzde 3.5'luk hedefinin üzerinde büyüme oranları tahmin ediyorlar. 2009'daki daralmanın kesin rakamları henüz elimizde yok ama yüzde 6'nın altında olmayacağını biliyoruz. O halde 2010'daki büyümeyi, biraz da 2009'un baz etkisiyle okumak gerekecek. Ama yine de büyüme büyümedir ve sevinmeyi gerektirir. *** Türkiye 2002-2008 arasında ihracat eksenli büyüdü ama iç talep de bu dönemde hatırı sayılır biçimde canlıydı. Şimdi kriz sonrasında büyümenin dinamosunun hangisi olacağı tartışılıyor. İhracat 2009'u 101 milyar dolarla bitirerek gelecek yıl için biraz umut verdi. Lakin iç talepte canlanma olduğu çok söylenemez. Geçtiğimiz 3 ayda, bayram ve yılbaşının etkisiyle alışveriş biraz canlıydı ama şimdi bu canlanmanın arızi olabileceği düşünülüyor. *** Geçen hafta TEPAV'ın bir raporunda, işsizliğin azalmasını sağlayacak büyüme oranının ne olması gerektiğine dair bir analiz okudum. Yüzde 4.3 büyümeyi işsizlik açısından başa baş noktası olarak gösteriyor bu çalışma... Bu tür analizlerde kesinlik olmayacağı için biz yüzde 4.5 diyelim buna.. Türkiye'nin, 3.3 milyon işsiz sayısını azaltmak için bu oranın üstünde büyümesi lazım... Ve sürekli büyümesi... *** Büyüyen bir Türkiye hepimizi sevindirir Ancak istihdam oluşturmayan, yüzde 13'lerde dolaşan işsizliği yüzde 6-7'lere çekemeyen bir büyüme, Türkiye'yi GSMH sıralamalarında üste taşısa da... Gelir dağılımı ve refah seviyesi açısından gelişmiş ülkeler sınıfına sokmaz. Büyümenin oluşturduğu katma değeri adil dağıtan ve refahı yaygınlaştıran bir ekonomik model oluşturabiliriz umarım.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.