Gelişmiş ülkelerde kriz var. Dünyanın genelinde de büyüme yavaşlıyor. Zihinlerde aynı soru: Türkiye ekonomisinin büyümesi yavaşlar mı? 2002-2006 arasında ülke gözalıcı bir büyüme ( yıllık ortalama % 7.6 ) performansı gösterdi. 2007 ise bu ortalamanın bir hayli altında (%4.5) kaldı. 2008 için beklentiler biraz daha kötümser: ekonomistler% 3.5-4.5 arasında büyüyeceğimizi tahminliyor. Nüfus artışı ve bir türlü azalmayan işsizliği dikkate alınca, beklenen büyüme rakamının tatminkar olmaktan hayli uzak kalacağı görülüyor. *** Amerika 2007'de % 2.2 büyüdü ama patlayan borç krizi ekonomisini vurmaya devam ediyor. Bir daralma ( resesyon) olmasa da 2008'i sıfıra yakın büyüme ile kapatması şaşırtıcı olmaz. Avrupa'da da büyüme 2007'de % 2.5 iken bu sene muhtemelen % 1.5'in altında kalacak. ABD de AB de dünyanın geri kalanı için en büyük ihraç pazarlarıdır. Mesela Türkiye ihracatının % 65'ini Avrupa'ya yapıyor. AB büyümesinde, dolayısıyla talepte yaşanacak her yavaşlama, ihracatı da zorlaştıracak. *** Hammadde fiyatları derseniz, aldı başını gidiyor. "Soft commodity" denilen pirinç, buğday, şeker, pamuk gibi emtiada fiyatlar ikiye katlandı. Krom, çelik, nikel gibi sanayi üretiminin ana girdileri de rekorlar kırıyor. Petrol ve türevlerini ise söylemeye gerek yok. Hammadde üreticileri paralarını koyacak yer bulamıyorlar ama sanayi üretimi ve ihracat ağırlıklı büyüyen ülkeler kara kara düşünüyor. *** Türkiye'de 2002'den sonra çok doğru ve sağlıklı bir dönüşüm yaşandı; büyüme makas değiştirdi ve kamu eksenli büyümeden özel sektör eksenli ve ihracata dayalı bir büyüme modeline geçildi. Hükümet'in "devrim" denilebilecek ve teşekkürü hak eden başarılarından birisi budur. Lakin, 2007'nin ortasından itibaren büyüme hız kesmeye başladı. Bu ülke'nin hem arayı kapatması, hem de genç ve büyüyen nüfusuna iş ve refah sağlaması için mutlaka ve hızla büyümesi gerekiyor. En az 5 yıl daha...