Çıpalar yerinden oynamazsa...

A -
A +

Türkiye 2001 fecaatinden çıkarken ekonomik istikrarını muhafaza etmek için iki kuvvetli bağ kullandı. IMF ile birlikte sürdürülen mali program ve AB üyelik perspektifi. Güçlü bir meclis çoğunluğu ile sağlanan tek parti iktidarı da bu istikrarın güvencesi oldu. AK Parti gerek mali disiplin ve enflasyonla mücadelede gerekse AB yolunda kararlılık ve samimiyet ortaya koydu. Türkiye'nin tarihindeki en gözalıcı iktisadi performans bu dönemde gösterildi. Dünyada Türkiye'ye yönelik algılarda radikal değişiklikler oldu. Sadece konar göçer yabancı sermayenin, "kısa günün kârı" peşinde koştuğu bir ülke olmaktan çıktık. 10-15 yıllık perspektifle yatırım yapan doğrudan yabancı sermayenin cazibe merkezi olmaya başladık. Zira bu tarz yatırımların aradığı iki temel parametre de mevcut Türkiye'de. Mali disiplin ve siyasi istikrar. Lakin birincisinde şu ana kadar bir sapma olmasa da, siyasi planda ufak yalpalamalar başgösterdi. Resim biraz bulanıklaşır gibi oldu. Arife tarif Aslında, ortalıkta koparılan yaygarayı gerektirecek bir siyasi çalkantı yok. Ama bir iki "duyarlı" konu etrafında öyle gürültü koparılıyor ki, ekonominin aktörleri de ister istemez bundan etkileniyorlar. Hükümet de gündemi elinde tutmayı -maalesef- başaramıyor. Aslında yaşananlar Ankara'nın bürokratik eliti ile siyasi irade arasındaki iktidar mücadelesinden ibaret. Ama ne olursa olsun, çatışma ve gerginlik görüntüsü, geçmişi çok sabıkalı olan Türkiye'nin istikrar imajını sarsıyor. Oysa Hükümet'in bu siyasi anafordan çıkması için yapışması gereken çıpa hemen ötede duruyor: AB müzakere süreci. Rumlar mızıklansa da, Fransa su koyverse de Hükümet uyum konusundaki reformlara ağırlık verdiğini ve tartışılmaz önceliğinin AB üyeliği olduğunu çok net ve kararlı şekilde göstermeli. Şunu unutmamak lazım. Türkiye'nin AB standartlarına uyum yolunda gösterdiği çaba -üyelik olsun veya olmasın- demokrasimizin ve yaşam kalitemizin yükselmesine yöneliktir. Eğer eskinin saçma tartışmalarının tekrar tekrar yaşanmasını, bürokratik elitin siyasi irade ile iktidar paylaşımı mücadelesine girmesini isemiyorsak, AB uyum sürecine dört elle sarılmamız lazım. Çıpa orada duruyor, kullanmasi ise bize kalmış.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.