2002'de çok acil ihtiyaçları vardı ülkenin.. Çökmüş bir ekonomi yeni bir IMF programıyla ayağa kaldırılmaya, darmadağın edilmiş kamu maliyesi toparlanmaya çalışıyordu. Bütçe açığı, enflasyon, borçlanma ihtiyacı, reel faiz cenderesi gibi söndürülmesi gereken yangınlar vardı. Ak Parti'nin kurduğu 59. Hükümet bu önceliklerle işe başlamıştı. Beş yıl sonrasında ise, bu yangınlar büyük oranda söndürülmüş, kamu maliyesi disiplin altına alınmış durumda. Yani genel istikrar ve iktisadi altyapıda düzelme sağlandı. Bu iyileşmenin kalıcı hale getirilmesi de 60. Hükümetin ekonomi yönetiminin maharetine bağlı. Artık devletin boğazını sıkan faiz ve borç, ticaretin nefesini kesen enflasyon, kamunun belini kıran bütçe açıkları yok. Yeni Ak Parti hükümetinin önceliğinde ülkenin rekabet gücünün ve verimliliğinin artırılması, üretimde katma değerin artırılması olmalı. Farkındalık Ekonomi'nin yeni patronlarından Mehmet Şimşek'in ajandasının tepesinde verimlilik, rekabet, araştırma ve katma değer yazdığını biliyorum. Yani bu önceliklerin farkında. Bir ülkenin değerinin ancak bu unsurlardaki gelişmeyle artabileceğini en iyi bilenlerden birisi yeni ekonomi bakanı. M.Lynch'de görev yaparken, ülkelerin ekonomik gelişmelerinin arkasındaki temel motiflerin neler olduğunu tespit ediyordu. Dün tespit ettiklerini bugün uygulayabilecek konumda artık. Türkiye bu yapısal dönüşümü başarmalı. Sadece ucuz emek ve hammadde ile dünyada uzun süre rekabet edemeyiz. Rekabet edebilmenin yolu ekstra değer üretmekten geçiyor. Seçimden önce tekstilcileri kızdırma pahasına bu doğruları söylemişti bakan Şimşek. Umarım aynı doğruların arkasında durmaya ve masanın diğer tarafında iken yaptığı tespit ve gözlemlerin gereğini yapmaya devam eder.