Değişmezük!

Türkiye Komünist Partisi eski Genel Sekreteri Nabi Avcı bir yazısında "Hepimiz Değişeceğiz" diyor. Aslında bunu "hepimiz gelişeceğiz (tekamül edeceğiz)" şeklinde de okumak mümkün. Aslolan da bu değil mi zaten? Teknoloji ilerledikçe, iletişim kolaylaştıkça bilgiye ulaşmak basitleştikçe insan idraki de genişliyor. Sermayenin ve bilginin sınırı yok artık dünyada. Haliyle insanların fikirlerinde, hayata bakışlarında da değişim kaçınılmaz hale geliyor. Paranın ve fikirlerin serbestçe dolaşabildiği bir yaşam alanında ne fikirlere, ne de tercihlere kısıtlama konulabilir. Nitekim dünün TKP lideri, bugün Türkiye'nin AB üyeliğini sevinçle karşılayacağını söyleyebiliyor. Zira gerçeğin farkına varabiliyor. Geçmişin retoriğine takılıp kalmıyor. Ama herkes böyle değil maalesef. Tüm belleğini kollama ve koruma saplantısıyla oluşturmuş insanlar var bu ülkede. Onların öncelikleri ile halkın ve ülkenin öncelikleri nerdeyse hiç örtüşmüyor. Kendilerini devletin ve ülkenin tek ve gerçek hakimi ve sahibi gibi görmek alışkanlıklarından bir türlü kurtulamıyorlar. Demokrasi mi? O kadar uzak ki onların zihnine... Tarama AB ile Türkiye arasında tarama süreci başladı. Yani bizim mevzuat ile AB müktesebatının farkları tespit edilecek. Bilahare bu farkların uyumlaştırılması müzakere edilecek. 35 fasıldan ilki bilim ve eğitim. Şu anda da bilim konusunda Türkiye'nin AB ile mevzuat uyumunun ne durumda olduğu taranıyor. Bilim denildiğinde öncelikle ilgili olması gereken, kafa yorması gereken kurum hangisi? YÖK. Yani günlerdir bir rektörün hakkındaki suçlamalar sebebiyle tozu dumana katan, gerilim üreten, bir yolsuzluk isnadını rejim meselesi haline getirmeye çalışan YÖK. "AB ile bilim mevzuatı taranıyor, bu konudaki fikirlerimizi de kamuoyu ile paylaşalım" gibi bir gailesi olmayan YÖK. Yabancı sermaye Türkiye'yi yatırım merkezi olarak görmeye başlamış, yabancıların bankacılık sektöründeki payı yüzde 13'ü bulmuş; HSBC Türkiye'de büyüyeceğini açıklamış, ne gam! Ülkenin hem demokratik, hem ekonomik kalite seviyesi yükseliyor. Devletin seçkinci zümreleri ise rejimi (aslında kendi statükolarını) kollama iddiasında. Olsun varsın, Türkiye buyurgan elitleriyle değil, halkıyla geleceğe yürüyecek. Umutla ve sabırla...