Deli Dumrul'un köprüsü

Meşhur hikayedir. Dede Korkut Külliyatı'nda Deli Dumrul adlı bir zorba, köprü başını tutar. Geçenlerden bir akçe almaya başlar. Bunu duyan yolcular, köprüden geçmekten vazgeçtiklerinde ise onlardan döve döve iki akçe alır. Yılan hikayesine dönen ABD kredisinin safahatını okudukça aklıma bu hikaye geliyor. Kredi ilk defa gündemimize girdiğinde sürpriz olmuştu hatırlarsınız. Tam da 1 Mart tezkeresinin reddedildiği, ABD muhiblerinin "mahvolduk, artık Amerika'dan su bile yok" şeklinde dövündükleri bir anda 1 milyar dolar hibe veya 8,5 milyar dolar kredi haberi çıkıvermişti. O günden beri ekonomimizdeki başlıca hikayelerden birisi oldu. Kredi anlaşması da ayrı bir muamma. Hem almasak da olur dedik, hem imzaladı. Önce siyasi şart yok dedik, sonra işimize gelmezse almayız noktasına geldik. Komuoyu kredinin Irak'a asker gönderme şartına ve/veya K. Irak'a Türk ordusunun müdahale etmemesi şartına bağlı olduğuna kesin derecesinde inanıyor. Hükümet tarafında ise kafalar biraz karışık galiba. Biz Irak'a asker gönderme tezkeresini nihayet çıkardık, lakin bu defa Amerika su koyverdi. Türk ordusuna ihtiyaç var diye ensemizde boza pişiren ABD, "acaba Türk askeri gelmese daha mı iyi olur" demeye başladı. Bu defa asker şartına bağlı olduğu söylenen kredi acaba verilecekmi sorusu zihinlere yerleşti. Amerikalı Bakan yardımcısına göre ilk dilim kullanıma hazır, Türkiye alabilir. Bakan Şener'e göre prosedür tamamlanıyor. Bir rivayete göre ise hükümet, resmen açıklamadığı siyasi şartlar yüzünden kullanıma tereddütle bakıyor. Yer kabul eder mi? Başbakan Erdoğan, krediyi soran gazetecilere "gökten ne yağmış ki yer kabul etmemiş" diye bir ifade kullandı. "Elle gelen düğün bayram" da diyebiliriz aynı bakış açısıyla. Ama durum pek o kadar basit değil anlaşılan. Amerikalılar "kredi hazır, gelin alın" demesine rağmen hükümet tereddüt ettiğine göre, hep konuşulan ama resmen onaylanmayan siyasi şartlar gözlerini korkutuyor. Bush yönetimi hakikaten çok kaypak bir politika izliyor. Amerika muhipleri kayıtsız şartsız olarak ABD ile birliktehareket etmemizi telkin ediyorlar. Ancak yapılması gereken bu süper güçle zıtlaşmadan ama stratejilerini de ona endekslemeden hareket etmektir. Kredi mevzusu gelip öyle bir yere dayandı ki, alsak bir dert, almasak bin dert. Piyasa her iki durumda da çok sevinemeyecek gibi görünüyor.