Meclis Darbeleri Araştırma Komisyonu, 'tanık olarak dinlemek üzere' eski Cumhurbaşkanı Demirel'i evinde ziyaret etti. Ne demiş 'tanık' Demirel? 27 Mayıs,12 Mart ve 12 Eylül kötü darbelerdir demiş. 28 Şubat'a sahip çıkmış. Bugün olsa yine altına imza atarım; her şey hukuk içinde yapıldı dedi. 27 Nisan soruldu mu bilmiyorum ama, sorulduysa da 'ben olsam muhtıranın gereğini yapardım' demiş olması muhtemel... Başka? Kontrgerilla diye bir şey yoktur diyerek, üstü örtülü biçimde Ergenekon'u reddetmiş. 'Yarın başkaları da gelir sizi sorgular, bu işleri fazla kurcalamak iyi değil' mealinde konuşarak komisyon üyelerine inceden bir ayar da vermiş hatta... Sizin anlayacağınız, Meclis Araştırma Komisyonu, bilgisine başvurmak için ziyaret ettiği Demirel'den bilgi yerine nasihat alıp gelmiş. Ne bekliyordunuz ki? Zihnime takılan bir mevzu daha var: Komisyon neden Demirel'i Meclis'e çağırıp dinlemedi de, cümbür cemaat Güniz Sokağa gittiler? Yaşlılık vs. sağlık sebebi değildir herhalde... 'Olay yerinde inceleme' de yapmadıklarına göre... Soruların sayı ile sınırlandırılması, önceden soruların belirlenmesi gibi teferruat da var. Neticede Darbe Araştırma Komisyonunun Demirel'i dinlemesi, teatral bir kıvamda neticelendi. Geriye, her zamanki gibi 'konuşan ama bir şey söylemeyen Demirel'in nasihatleri' kaldı. Bir de merakım var: Demirel'in alameti farikalarından biri şapkası ise, diğeri de el öptürmesidir. Komisyonun vaki ziyaretinde de elini öpen olmuş mudur acaba? Facebook Facebook bölge yöneticisi, TBMM'de yaptığı sunumda, 'özel durumlarda kullanıcı bilgilerini gizli servislere veriyoruz' demiş. Özel durum'un tanımını yapmamış tabii.. Beni şaşırtan, Facebook yöneticisinin açıklaması değil, onun bu ifşaatına şaşıp kalanlar oldu. Sosyal paylaşım ağlarına, hatta alışveriş sitelerine, bankaların web şubelerine koyduğunuz şahsi bilgileriniz, fotoğraflarınız bir bakıma kamuya açık bilgi hâline geliyor. Yasal veya değil ama hakikat bu... Bir konferansta konuşan yabancı uzman, 'iş ve kariyer peşinde olanlar Facebook vb. yerlere özel fotoğraflarını koymasınlar' demişti. Sebep, işverenlerin işe alacakları kişilerle yaptıkları mülakatı, özgeçmişi filan yeterli görmeyip, Facebook'daki profillerine bakıp, eğer burada 'çılgın ve uçuk' fotoğraflar varsa, o kişiyi elemeleri... Yani hbir profil fotoğrafı veya avatar yüzünden aldım dediğiniz işi kaybedebilirsiniz. Hatırınızda bulunsun. Adalet-Adavet -Abdurrahim Karakoç'a rahmet niyazıyla- Adaletle adavet yan yana yürümez ki Adavet çürür amma, adalet çürümez ki Adavet hırstan doğar, gözü kör, vicdanı kör Adalet ayaklara ip takıp sürümez ki...