Devalüasyon ve cari açık

Süleyman Yaşar Hoca birkaç gün önceki yazısında Türkiye'nin cari açığı hakkında dikkate değer bir analiz yaptı. G-20 toplantısında, cari açık ve fazla veren ülkelerin sıkıştırılabileceğini yazdı. ABD Hazine Bakanı, ülkelerin cari işlemler dengelerinin rekabeti bozucu etkilerini söylemişti G-20 Maliye Bakanları toplantısında... "Yüzde 4" ile sınırlamaktan da bahsetti Geithner... Çin ve Almanya cari fazla, Türkiye ise cari açık veren ülkeler ve yüzde 4'ü geçiyorlar. Sınırlamak, fazla veren ülkeye "daha çok harcama yap", açık veren ülkeye "daha az harcama yap" demek... Cari fazlası olana parasının değerini yükseltmesi, açığı olana parasının değerini düşürmesi demek... *** Çin'in renminbi'nin değerini düşük tutarak yıllardır dünya ticaretini nasıl "kastırdığı" artık herkesin malumu... Krizle birlikte Almanya da dış ticaret fazlası vermeye başladı. Euro'nun değerini artıran ana sebeplerden biri de bu aslında... Süleyman Hoca yazısında mealen diyor ki: "Dünya ticaretinin dengelenmesi için bu iki dev ekonominin daha çok ithalat, daha az ihracat yapması gerekiyor." ABD'nin de IMF eliyle bu iki ülkeye baskı yapacağını söylüyor. *** Türkiye'ye gelince... Bizim durum tersine; paramız değerli olduğu için dış ticaret açık veriyor. Oluşan açık da sıcak para ile kapatılıyor. Hoca, IMF'nin Türkiye'ye de "parasının değerini düşürerek" açığı azaltması "telkininde" bulunacağını tahmin ediyor. Türkiye, bu yıl yüzde 7 civarında büyüyecek. Artan ithalat ve oluşan cari açığı finanse eden sıcak para girişi de bu büyümeyi destekliyor. TL'nin değerinin düşmesi halinde büyüme de yavaşlayabilir. Dalgalı kur sisteminde döviz fiyatına -doğrudan- müdahale olamayacağına göre, TL'nin değeri nasıl düşürülecek? Faizlerin azaltılmasıyla... O halde, önümüzdeki ay MB'den bir faiz indirimi çok da şaşırtıcı olmayabilir. Ama "enflasyon"un bu durumda ne olacağını da düşünmek kaydıyla...