Disiplin, bütçe, Maastricht

A -
A +

Bütçeleri fantezi metinler olmaktan çıkardık." Bu söz, Bakan Abdüllatif Şener'e ait. 2002'den önce, bütçe ödenekleri yıl ortasında bittiği ve bütçenin "iler tutar yanı" kalmadığı için "ek bütçe" yapılırdı. Devletin kanunla çıkardığı bütçe hedeflerine kimse itimat edemezdi, zira mutlaka "hedefler şaşardı". Çok şükür, parasal ve mali disipline dayanan istikrar programı, onu samimiyetle ve kararlılıkla uygulayan bir hükümet iradesini de arkasına alınca, Türkiye'nin "mali disiplin sabıkasının" geçmişten taşıdığı izler de yavaş yavaş silinmeye başladı. Artık bütçe hedefleri daha inandırıcı ve tutarlı. Üç yıl üst üste hedeflediği rakamlara ulaşan bir Maliye var karşımızda. Her türlü kamu harcamasının doğru ve şeffaf bir şekilde yer aldığı ve tavizsiz yönetilen kamu bütçesi, devletin de adam gibi yönetildiğinin bir işareti değil midir? Yine kriter AB müzakereleri başladığında, hayatımıza yeni bir "kriterler manzumesi" girecek: Maastricht kriterleri. Birkaç makroekonomik gösterge üzerinden ekonomik istikrarın sağlanmasını hedefleyen ve üyelik için de şart olan bu kriterler, Kopenhag kriterleri gibi kanunla da değil, bizatihi uygulama ile yerine getirilebiliyor. Dolayısıyla, hükümetin bütçe uygulamaları önümüzdeki dönemde bu kriterlere ulaşma süratimizi de belirleyecek. Gelin kriterleri hatırlayalım: Bütçe açığının Gayri Safi Yurt içi Hasılaya (GSYİH) oranı yüzde 3'ü, borcun GSYİH'ya oranı yüzde 60'ı geçmeyecek. Cari açık/Milli Gelir oranı yüzde 3, enflasyon ise en iyi üç üyenin ortalamasının yüzde 1,5 fazlası olacak. Reel faizlerle ilgili bir kriter yok ama, yukarıdaki ölçüler tuttuğunda, o da makul seviyeye inecektir. Maastricht bir bakıma AB'nin ekonomik anayasası... Halihazırda, bu nisbi ölçülerden uzak durumdayız ama, Maliye Bakanının da söylediği gibi, 4-5 yıl içinde ulaşılabilir hedeflerden bahsediyoruz. AB muarızları alınmasın ama biz AB'ye girsek de girmesek de ekonomimizin bu oranlara ulaşması gerekiyor. Tabii müreffeh bir ekonomi istiyorsak... "AB bize yine şart dayatıyor" diye celallenmeyin lütfen. Ortada dayatılan bir şart varsa da bu AB'nin değil, ekonomi ilminin şartlarıdır.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.