Dünyada en çok karşılıksız para nerede basılıyor denildiğinde aklınıza Amerika gelmez herhalde. ABD, yıllardır dünya ticaretine ve finansal sistemine yön verdiği için, özellikle dünyanın tek kutuplu hale dönmesiyle birlikte en güçlü devlet olduktan sonra para birimi tüm dünyanın para birimi haline geldi. Hele Türkiye gibi ekonomisi zayıf ülkelerde, yerel para birimine duyulan güvensizlik sebebiyle, birikimler ve alışverişlerin ABD doları cinsinden yapılmasına alışıldı. Dolarizasyon dediğimiz hadise budur. Son bir yılda ise herkesin güvendiği, birikimlerini emanet ettiği, malının varlığının değerini belirlediği bu para birimi değer kaybetmeye başladı. Önce geçici sanıldı. Ani devalüasyonlardan iyi para kazanan dolarcılar, "bekleyin görün, dolar nasıl yükselecek" demeye devam ettiler. Kur farkından para kazanmayı daha kolay bulan ihracatçılarımız, müdahale etmediği için Merkez Bankasını suçladılar. Oysa durum farklıydı bu defa. ABD, iki yıldır büyüyen cari açığına çözüm bulamıyordu. Geçmiş yıllarda açığını, büyük oranda yabancı portföy yatırımlarını ülkesine çekerek kapatıyordu. Ancak, ABD'nin liderlik ettiği terörle mücadele savaşı ve askeri harcamalar, ekonomiye olan güveni azalttı. FED büyümeyi sağlamak için faizleri sürekli düşürdü. Bu defa yabancı sermayenin ülkeye girişi iyice azaldı. 2000 yılında 300 milyar doları aşan yıllık yabancı sermaye girişi, 2003'te 70-80 milyar dolar seviyesine geriledi. Yani cari açık bu yolla kapanmamaya başladı. ABD yönetimi, ihracatı arttırmak için para biriminin değerini düşürmeye başladı ve bugüne gelindi. Amerika mutlu FED yöneticilerinden Bernanke'nin bir açıklaması yayınlandı dün ABD televizyonlarında. Zayıf doların bir tehlike olmadığını, hatta ihracatı güçlendirerek cari açığı kapattığı için fayda sağladığını söyledi. Avrupa Birliği mevcut durumdan rahatsız, zira Euro üç ayda neredeyse yüzde 10 değer kazandı. AB ihracatçısı haliyle biraz mutsuz. Türkiye'nin ise, ihracatçı kârları azalsa da, genel ekonomik dinamikler açısından ABD para biriminin düşüşünden fayda sağladığı kesin. Zira dış borcun ve ithalatın büyük kısmı dolar iken, ihracatta Euro ağırlığı var. ABD ekonomi yönetiminin verdiği sinyaller, zayıf doların bir süre daha devam edeceği yönünde. Bu durumun yatırım kararlarında dikkate alınmasında fayda var.