Dünya kenti!

A -
A +

Size bir görüntüyü tasvir etmeye çalışacağım: İstanbul'un merkezi yerlerinden birinde bir büyük bulvar; üzerinden E-5 karayolu geçiyor. Geçitte bir pankart: "Dünya kenti olma yolunda ilerliyoruz." Hemen bu pankartın altında, "park yapılmaz" levhasının dibinde ve elli metre ötedeki polisin gözünün içine bakarak iki sıra halinde pervasızca park eden araçlar; aynı yerde at arabasıyla karpuz satan bir seyyar. Biraz ileride belediyenin yol kazısı var ve yoldan geçenleri ikaz için sadece ince bir kırmızı şerit çekilmiş, onun da yarısı kopmuş, yerde uçuşuyor. Bulvardan aşağıya doğru giderken önündeki aracı tehlikeli şekilde sollayıp hemen arkasından da yolcu almak için durak harici ve yol ortasında duran halk otobüsü ile onunla yolun ortasında durup ağız dalaşı yapan minibüs şöförü. Ve "dünya kenti" pankartının birkaçyüz metre ilerisinde de, her türlü imar planından uzak, eğri büğrü sokaklarda bulunan çarpık binalar ve o binalardaki imalathanelerle iç içe evlerde yaşayan insanlar. İşte size dünya kenti İstanbul'dan, bir fotoğraf anı kadar kısa zaman dilimine sığan insan ve şehir manzarası. Üstteki pankart ile alttaki gerçek görüntü bir kara mizah gibi, değil mi? İllüzyon Formula, Habitat, NATO zirvesi gibi hadiselerin şaşaası ve iyi yapılan organizasyonlar, bizlerde bir illüzyon etkisi oluşturuyor galiba. Ve nasıl bir şehirde yaşadığımızı unutup, birkaç debdebeli organizasyonla, Çırağanla, Taksimle, Habitat vadisiyle, Formula pistiyle "dünya kenti" oluverdik zannediyoruz. Halbuki, ikinci çevre yolundan hergün geçerken, sağlı sollu göz alabildiğine uzanan, her türlü şehir estetiğinden ve bina güvenliğinden yoksun ilçelere, mahallelere, "gettolar"a bakınca, o mahallelerin içine girip yoksulluğu ve şehirleşememiş milyonlarca insanı gördükçe, "hangi dünya kenti, sadece kent olmaktan bile uzaklaşıyoruz" diye düşünüyorum. Belediye samimiyetle ve iyiniyetle uğraşıyor, güzel projeler de geliştiriyor. Ama ne yalan söyleyeyim, kentli olma kavramından fersah fersah uzaktaki insan kalabalıklarının esaretindeki İstanbul'un bugünkü hali bende "dünya kenti" değil, "oradan oraya savrulan kent" duygusu uyandırıyor.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.