Ekonominin direksiyonu kimde?

Sorunun cevabını ben bilmiyorum. Bilen olduğunu da sanmıyorum. Hükümet kurulduğundan beri - hatta seçim döneminden itibaren - en az 10 kişi sayabilirim, Ak Parti'nin ekonomi politikasını temsilen konuşan. Gerçi bir kısım konuşanlar sonradan geri çekildi ama mevcut durumda da piyasalar, kimin ağzından çıkan sözlerle amel edeceğini bilemiyor. Hazine'den sorumlu Devlet Bakanı Ali Babacan teorik olarak ekonominin patronu gibi görünse de fiiliyatta durum bir hayli karmaşık. Piyasaların referans alabileceği açıklamalar yapan yol gösterici bir otorite yok. Haliyle de ahkam keseni bol bir ekonomik yapı önümüzde duruyor. Otorite boşluğu görüntüsü var Ekonomik parametreler felaket durumda değil, enflasyon mücadelesi sürüyor. IMF programı yürüyor. Bütçe gerçekleşmeleri çok da fena görünmüyor. Yani tablo bir krizi çağrıştırmıyor. Sadece beklenen cari açık 7 milyar USD seviyesinde. GSMH'nın % 3'üne tekabül ediyor. Uluslararası iktisat kurallarına göre oran yüzde 4'ü geçerse tehlike sinyalleri var demektir. O halde "kriz olur mu" lafları niçin ortalıkta dolaşıyor. Sebep açık. Piyasanın önüne çıkıp da açık ve net olarak ekonominin durumunu ve hükümetin düşündüklerini anlatan bir "patron" yok. Ekonomi hakkında, Başbakan Erdoğan, Devlet Bakanı Ali Babacan, Maliye Bakanı Kemal Unakıtan, zaman zaman Kürşat Tüzmen ve Ali Coşkun beyanat veriyor. Tamam, görev alanları bakanlar arasında dağılabilir ama, ekonomiyi yöneten koordinatör bir bakan yok. Çözüm; Derviş modeli olabilir 57 hükümette, koalisyonun olanca çatlak sesine rağmen, K.Derviş'in üstlendiği rol, ekonomide bir koordinasyonun varlığını hissettiriyordu. Bir konuda dedikodu veya karmaşa olsa bile, Derviş sorumlu ve duruma hakim olan otorite görüntüsüyle konuşunca kafalar netleşiyordu. Örnek gösterdiğim konu Sn.Derviş'in şahsi becerileri veya yönetim tarzı değil. İfa ettiği rolün, piyasalara emniyet verdiğini anlatmaya çalışıyorum. Böyle bir koordinatör bakana ihtiyaç var.