Ekonominin sevmedikleri

A -
A +

Ekonomik gelişmeyi her zaman tıkayabilecek iki negatif unsur vardır: belirsizlik ve istikrarsızlık. Makro göstergeler ne kadar iyi olursa olsun, bu ikisinin girdiği yerden tedirginlik çıkar. Türkiye son beş yılda, bir taraftan doğru iktisadi politikalar uygularken, bir yandan da istikrarlı bir siyasi yapı içinde önü-sonu belli adımlar attı. Bugün, en adanmış kötümserlerin bile kötü diyemediği "bütçe disiplini", iş adamlarının ağzını açık bırakan "doğrudan yabancı sermaye performansı", dünün hayali bugünün gerçeği olan "özelleştirme", müzmin muhaliflerin bile görmezden gelemediği "kesintisiz büyüme", siyasi iradenin kararlı ve öngörülebilir uygulamaları ile gerçek oldu. "Ak Parti hükümeti ne yaptı ki, herşey IMF sayesinde" diyenlere, Türkiye'nin bundan önce 15 defa IMF ile anlaşma imzaladığını, üstelik 2001 felaketi yaşandığında da IMF ile bilmem kaçıncı stand-by anlaşmasının uygulanmakta olduğunu hatırlatmak lazım. Demek ki, tek başına IMF ile olmuyor, bir de kararlı ve istikrarlı uygulayıcı lazım. Kaldı ki, AB üyelik müzakerelerinin başlaması, ülkenin istikrar algısını, tarihinde hiç olmadığı kadar kuvvetlendirmiş durumda. Tıkırında? Son 10 günde, hiç beklenmeyen (ve de istenmeyen) bir dizi hadise oldu Türkiye'de. Borsa ve para piyasaları önce biraz sarsılır gibi oldu, sonra rakamlar kaldıkları yerden devam ettiler. Halbuki, asker bildirisi ve sonrasında oluşturulan politik kaos havasının piyasaları tarumar etmesinden korkulmuştu. Bu sükuneti dahili ve harici iki sebebe bağlamak mümkün: Dışarıda, küresel piyasaların olumlu ve yatırıma dönük havasının devam etmesi, içeride ise hızla alınan erken seçim kararı. Zira, bilhassa yabancı yatırımcı, seçimden, mevcut iktidarın güçlenerek ve tazelenerek çıkacağını öngördü; oyun planını bunun üzerine kurdu. Dolayısıyla, demokratik gelişimin ve AB üyelik inisiyatifinin devam edeceğini düşünüyor global sermaye. Yabancı yatırım şirketlerinin yazdığı raporlarda bu açıkça görülüyor. Aslında yatırımcı, siyasi riskin minimum olduğu bir ihtimali satın almaya devam ediyor. Eğer Türkiye'deki siyasi yapının değişebileceği veya demokrasinin zayıflayabileceği ihtimal hesaplarında öne çıkarsa, seyredin gümbürtüyü. Yabancı, siyasi istikrarın "demokrasi içinde" devam edeceğine inanıyor. Dileyelim ki inanmaktan vazgeçmesin.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.