Bizim ulusalcıların ve emperyalizm evhamlılarının 'ülkeyi ele geçirecekler' paranoyası var ya... Yunanistan'da gerçek oldu o paranoya... Saç tıraşı da denilen 105 milyar euro'luk borcu silinen ve 135 milyarlık kaynak sağlanan ülkenin bütün mali kurumları 'dış güçler'in kontrolüne geçti. Bir bakıma borç verenler el koydular Yunanistan'a... 'Dış güçler' işin latifesi elbette; ama kamu kuruluşlarının harcama ve tasarrufları AB, IMF ve Alman, Fransız, Avusturyalı denetçiler tarafından kontrol edilecek. Bizdeki gibi Yunanistan'da da bol miktarda 'milli duyguları her fırsatta zıplayan' olduğu için 'ülkemizi borç verenlerin işgal etmesine izin vermeyeceğiz' diye yaygara yapıyorlar. Kimse ülkesine ağır şartlarda borç verilmesini, 'döve döve borçların silinmesini' istemez. Lakin bir ülkenin ekonomisini o hale borç verenler değil, o ülkenin yöneticileri ile siyasetçileri getirir. Türkiye 2001'de Yunanistan'ın şimdiki durumunun eşiğine gelmişti. Emperyalistler miydi ülkeyi o hale getiren? Borç verenler mi soyup soğana çevirmişlerdi kamu maliyesini? Hayır tabii ki... Bizzat bu ülkenin yöneticileri, mütegallibesi idi o soygunu yapan... Post-modern darbenin pislikleri saçıldıkça ortalığa, 90'lı yılların yağma furyasını ve devletin etrafına kümelenen hakim zümrenin kamu maliyesini nasıl yağmaladığını, servet transferlerini öğreniyoruz. Yunanistan'a bugün borç verenler el koymuşsa, bunun müsebbibi o borç verenler değil, ülkenin hakim zümresi ile yönetenleridir. Tıpkı 2001'de duvara çarpan Türkiye'de olduğu gibi... Haşa kuluna zulmetmez Hüdası, Herkesin çektiği kendi cezası... Ah şu rakamlar Madem söz ekonomiden açıldı, futbol kulüplerinin 'boylarını aşan' borçları ve UEFA'nın kapıya dayanan kriterlerinden de iki satır bahsedelim. UEFA Finansal Fair-Play başlıklı bir dizi finansal sınırlamayı 2014'ten itibaren uygulayacak. Bu kriterlere göre kulüpler zararlarını önce 45, sonra 30 milyon Euro'ya düşürecekler. Kulüp sahibine(başkanına) borçlanamayacaklar. Toplam borç oranları azaltılacak. Bunun gibi bir dizi kural... Uymamanın cezası ise Avrupa kupalarından men'den başlıyor, kulüp lisansının iptaline kadar gidiyor. Bu kriterleri Türkiye'de belki 2-3 kulüp karşılıyordur, o kadar... Diğerlerinin hâli perişan... Yakında genel kurulu olacağı için gündemde Beşiktaş var. Borçları, borca karşı verilen temlikleri, devam eden transfer tazminat ihtilafları sebebiyle Finansal Fair-Play kriterlerinin şu an itibariyle bir hayli uzağında Beşiktaş... Ama yalnız değil... Süper Ligin -neredeyse- tamamı benzer durumda... Son tarih 2014... Bakalım ülke ekonomisi parlayan yıldıza benzetilen Türkiye'nin futbol ekonomisi karanlığa gömülmekten kurtulabilecek mi?