Emeklilik hayal mi olacak?

Bir önceki hükümet döneminde bir türlü çıkartılamayan Sosyal Güvenlik Reformu TBMM'ye -nihayet- sevk edildi ve tepkiler de ardı sıra gelmeye başladı. Bir gazete yukarıdaki başlığı kullanmış, yeni tasarıyı eleştirirken. Evet, reform yapılmazsa bugünün gençlerine yarın emeklilik hayal olacak. Her sene devletin bütçe açığından fazla açık veren, fiilen sürdürülemez hale gelen mevcut sistem rehabilite edilmediği takdirde çökmesi mukadderdir. Türkiye'yi genç emekliler cenneti haline getiren, neredeyse prim ödeyen her çalışana bir emeklinin düştüğü, aktüeryal hesapları altüst eden bu sistem, bir an evvel değişmelidir. Siyasilerin oy, bürokrasininse ikbal uğruna delik deşik ettiği bu yapının bütçeye yıllık yükü 20 milyar YTL. Yani bütçenin 8'de biri. Eski siyasilerin popülist kıyakları yeni tasarıda ayıklanmaya çalışılıyor. Yıpranma payları, yan ödenekler, yardımlar azaltılıyor. En önemlisi de, emeklilik yaşının kademeli olarak artırılması. 30 yıl Sosyal güvenlik sistemleri dev ve hantal gövdeli yapılardır. Bugün hayata geçirilen bir uygulamanın sonuçları birkaç yıl sonra alınmaya başlanır. Nitekim yeni tasarı, halen Milli Gelir'in % 5'i kadar olan açığın "ancak 10 yılda" % 1 seviyesine düşmesini hedefliyor. Mezarda emeklilik diye "çekiştirilen" emeklilik yaşının artırılması ise kademeli olarak 30 yıla yayılan bir uygulama. Eğri oturup doğru konuşmak lazım. Bu ülkede 38 yaşında, 40 yaşında emekli olan (malulen olanlar hariç) yüzbinlerce insan var. Birçoğu, prim ödediklerinden daha fazla süre emekli maaşı alıyorlar. Reform, bu çarpıklığı da giderecek. Ben de prim ödeyen bir SSK'lıyım ve yeni yasa ile ben de geç emekli olacağım. Ama bu durum, maaş ödeyemez hale gelmiş müflis bir yapıdan evladır. Meclis gündemindeki taslak tabii ki tartışılacak. Ama akıl ve hesap zemininden ayrılmadan ve "illa da istemezük" demeden...