En acil ihtiyaç (!): Diyanete kadro

A -
A +

Çok bilinen bir deyim var: Eşeğin aklına karpuz kabuğunu düşürmek. Son günlerde kriz borazancıları yine tam mesai ile işbaşında. IMF ile ilişkilerde endişeler artıyor. İktidarın program hedeflerinden sapacağını söyleyip piyasayı tedirgin edenler var. Tam bu esnada, bizler ekonomi bakanının çıkıp ortalığı sakinleştirmesini beklerken, hükümet bir adım atıyor ki, ne tarafa çekersen çek. İstikrar programın en temel unsuru kamu harcamalarının azaltılması. Personel sayısının düşürülmesi, gereksiz kadroların kaldırılması vesâire... IMF 35 bin devlet çalışanı kadrosunun azaltılmasını ister ve beklerken, bir bakıyoruz Meclis komisyonunda, Diyanet'e 15 bin yeni kadro tahsis edilmiş. Neymiş, personel açığı varmış. Haliyle adama da sorarlar, bu ne perhiz ne lahana turşusu. Kriz tellallarının aksine bizler, hükümetin programı sahiplendiğini, ekonomimizin kronik hastalıklarını teşhis ettiğini söylüyoruz. Ama hükümet bir karar alıyor, herkesin aklına acabalar, endişeler üşüşüyor. Yazımın başındaki deyim içinde bulunduğumuz psikolojiyi karikatürleştiriyor aslında. ğ Kamu ve kadro meselesi Onbinlerle ifade edilen kamu istihdam fazlasının azaltılması da IMF ile imzalanan anlaşmaların temel maddelerinden. Zaten bütçede personel için para yok. İşçiye sıfır zammı hükümet keyfinden değil, mecburiyetten önerdi. O halde Diyanet'e yeni kadro tahsisini ne ile izah edeceğiz? Maliye Bakanı diğer tarafta durumu tavzih etmeye çalışıyor: "Kadro tahsis etmek atama yapmak değildir." O halde niye kadro açılır acaba? Bunda büyütülecek ne var diye düşünenler olabilir. Önemli olan bu kararın mali yükü değil. Söylem ile icraat arasındaki tutarsızlık. Hükümet kamuyu küçülteceğim derken aksine bir icraata kalkışırsa, insanlar da tabii olarak şüpheye düşer. ğ Ters köşeye yatmak Büyük bir bankamızın fon yöneticisi dün bana böyle söyledi. Muhatap oldukları yabancı yatırımcılara, hükümetin iyi gittiğini, programa bağlı olduğunu anlatırken gelen 15 bin yeni kadro haberi üzerine "AK Parti sağolsun yabancıya karşı bizi yine ters köşeye yatırdı" dedi. Diyanet'te kadroya ihtiyaç olabilir. Ama ülkenin daha o kadar çok şeye ihtiyacı var ki. Atama yapılamayacak kadroyu tahsis edip milletin kafasını bulandırmanın gereği var mı?

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.