Eylül enflasyonu genel olarak beklentilerin altında çıktı. Bilhassa çekirdek ve toptan eşya enflasyonunda sıfıra yakın oranlar, ekonomide işlerin yolunda olduğunu söylüyor. Enflasyon mücadelesi iyi gidiyor. Merkez Bankası bu defa canavarın belini kıracak gibi görünüyor. Gerçi, enflasyon eşiği denilen kritik seviyeye 2004 yılında ulaşacağız. Tek haneli enflasyona geçişte psikolojik direnç beklentileri şekillendireceği için mücadelede zafer için daha yolumuz var. Tüketici fiyatları biraz yüksek (yüzde 1,9 ) görünmekle birlikte, okulların açılması sebebiyle tahminler de aynı yönde çıkmıştı. Dolayısıyla, olumsuz bir sürpriz yok. Esasen mücadeledeki temel unsurlardan birisi de beklentilerin olumlu yönde seyretmesinin sağlanmasıdır. Borsa ise, iki gün önce yaşadığı tedirginlik ve sert düşüşün ardından Perşembe başlayan ve Cuma günü patlayan bir performans gösterdi. Endeksteki artış önemli ama benim dikkatinizi çekmek istediğim esas nokta işlem hacmi. 1,8 katrilyon TL'lik hacim yükselişle birleşince, güçlü bir alım dalgasının hisselere yöneldiğini söyleyebiliriz. Halen bankalar ve bazı holdinglerde alımlar yoğunlaşmış gibi. Yani genele yayılan bir yükseliş yok. Borsaya ilgi sürerse, özellikle son dönemde fiyatı fazla yükselmemiş olan İMKB-30 ve 50 hisselerinin de önemli bir yükseliş potansiyeline sahip olduklarını düşünüyorum. MÜSİAD'dan açıklama Dün Merkez Bankasıyla ilgili yazdığım yazıda, MÜSİAD Başkanına atfen bir ifadeye yer vermiştim. MÜSİAD Basın ve Halkla İlişkiler Yöneticisi (ismini bildirmediği için yazamıyorum) gönderdiği kısa mesajda, beni rantiyenin menfaatlerine uygun yazı yazanlara benzetiyor ve "sataşarak değil, içeriğiyle anlam kazanan yazılar" yazmamı diliyor. Yazı MÜSİAD'ı değil, Merkez Bankası'na yöneltilen eleştirileri konu alıyordu. Yani yazı sataşma değil, yorum içeriyordu. Kaldı ki hiçbir yazımda sataşma gereği duymadım, zira yazı yazarak geçimimi sağlamıyorum, dolayısıyla meşhur olmak amacım yok. Rantiye ile ise hiç ilgim yok, hiç rantiyeci olamadım bugüne kadar. Bildiğim konuda yazı yazıyorum ve yorumluyorum. Eğer MÜSİAD'ın ismini bilmediğim yöneticisi, yazılarımı sadece isimlerinin geçtiği gün kupürden değil, günlük olarak gazetemden takip ederse, üslup olarak kimseye sataşmadığımı, içerik olarak da sadece anladığım konuları yazmaya çalıştığımı görecektir.