Merkez Bankası dün enflasyon raporunu açıkladı. Enflasyon hedefinde radikal bir düzeltme yaparak 1.5 puan artırdı. 2011 hedefini de binde 3 yukarıya çekti. Demek ki, Türkiye yakın gelecekte enflasyonda yüzde 5'i göremeyecek. 2010 hedefi olan yüzde 6.9 ne manaya geliyor? Piyasa faizlerinin de yüzde 8'lerde kalmayacağı ve yılın ikinci yarısında çift haneli faizi yeniden görebileceğimiz manasına geliyor. 50 milyar TL olarak hedeflenen bütçe açığı artarsa faiz daha da yükselebilir. *** Merkez Bankası'nın raporu aslında gerçekçi ve tutarlı öngörüler içeriyor. Emtia fiyatlarındaki yükseliş ve vergi artışları enflasyonu artırıcı unsurlar... MB de fazla beklemeden bunları hedef enflasyona yansıtıyor. Politik kaygılarla "hele biraz bekleyelim" demiyor. Ancak, şurası da bir gerçek: Türkiye, küresel ekonomideki düşük faiz ortamında, hâlâ en yüksek faiz ödeyen ülkelerden birisi olmaya devam edecek. Mali yapısı çökmek üzere olan, borçlarını çevirmesine şüphe ile bakılan Yunanistan bile bizden düşük faiz ödüyor. Nitekim, dün yapılan 10 yıllık tahvil ihalesinde TL cinsinden yüzde 11'in üstünde faizle borçlanabildi bizim Hazine... Lafa gelince bütün yabancılar "sizin durumunuz iyi, ekonominiz sağlam" diyorlar. Ama iş borç vermeye gelince hâlâ en yüksek risk primlerini Türkiye'den istiyorlar. *** Bütçe açığının kapatılması için vergileri artırınca enflasyon yükseliyor. Açık vergi artışıyla değil borçlanarak kapatılsa, faiz yine artacak. Toplanan verginin üçte ikisi tüketimden alınan dolaylı vergi olunca, vergi oranlarını artırsak da artırmasak da enflasyon artıyor yani... "Yahu, daha beş yıl önce yüzde 50-60 enflasyonla uğraşıyorduk, şimdi yüzde 7'yi beğenmiyoruz" da diyebilirsiniz. "Dünyada enflasyon oranları yüzde 1-2'ye düşmüş, biz yüzde 7'ye mi sevineceğiz" de... Nereden baktığınıza bağlı...