Faizi, Merkez Bankası değil Hükûmet düşürür

A -
A +

Bu da nereden çıktı demeyin. Ben de biliyorum, mevcut ekonomi programında faiz çıpası kullanılıyor. Yani Merkez Bankası faizi belirleyerek enflasyonu kontrol altına almayı hedefliyor. Daha önceki programda kontrol, kurlar belirlenerek yapılıyordu. O halde, mevcut sistemde, faizi Merkez Bankası aşağı çekebilir, değil mi? İşte bu noktada durumu doğru tahlil etmemiz lazım. Merkez Bankası kısa vadeli faizleri belirlemektedir. Gecelik borçlanmanın, reponun ve kısa vadeli avansların faizlerini kontrol etmektedir. Ekonomik sistemi, dolayısıyla da hepimizi ilgilendiren faiz oranı ise piyasanın algılamaları ve şartları ile oluşmaktadır. Diğer bir ifade ile, hükümetin ekonomik uygulama ve hedefleri piyasa faizinin ve en önemlisi de kamu iç borç faizinin yönünü tayin etmektedir. Reel faiz neden yüksek? Son on yılda iç borcun kaç kat büyüdüğünü hepimiz artık biliyoruz. Borcun çok küçük bir kısmı yatırımlara ve diğer kamu harcamalarına gittiğine göre, bu yük nasıl büyüdü diye düşündünüz mü?. Reel faizler o derece yüksekti ki, kamu gelirleri, borcun faizini bile ödemekten aciz duruma geldi. Öyle ki, her yeni borçlanma, bir önceki borcun faizini öder durumda. Bugün, milli gelirimizin yüzde 82'sine ulaşan borcu var devletin. Oysa, girmeyi çok arzuladığımız Avrupa Birliği'nin kriterlerine göre borç/GSMH oranının yüzde 60'ı geçmemesi gerekiyor. Faizin bu ölçüde yüksek olmasının finansal sebepleri var tabii ki. Ama en önemlisi ülke risk priminin çok yüksek olması. Haliyle borç veren, istediği faize bu riski de yansıtıyor. Riskin en önemli bileşeni de siyasal risk. Yani hükümetlere ,siyasal sisteme güvensizlik. AK Parti güveni sağlarsa... Risk primini, dolayısıyla da reel faizleri düşürmek hükümetin elinde. Ekonomi yönetimine karşı piyasaların kalıcı bir güven duyduğu gün faizler ciddi anlamda düşmeye başlar. Enflasyonla mücadele temeline oturtulan, IMF destekli programın aksamadan yürüyeceğine, hükümetin iktisadi öncelikleri ile, ülke ekonomisinin gereklerinin aynı olduğuna herkes inanmaya başladığında mesele halloluyor demektir. İşadamıyla, yatırımcısıyla, borç vereniyle, tüccarıyla herkesin beklentisi aynı. Hükümet popülizm batağına saplanmasın, kronik sıkıntıları teşhis ve tedavi yollarını benimsesin, önceliği enflasyonun düşmesi ve mali disipline versin. Kısacası, son on yılın hatalarını tekrar etmesin. O zaman görün bakalım, faizler nasıl düşüyormuş. Faizi Merkez Bankasının teknik ayarları değil, iktidarın stratejik adımları düşüreceğini bilerek hareket edelim.

300
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.