Tasarruf etmek ve tasarrufları değerlendirmek insani bir davranış... Geleceği güvenli kılmak, başkasına muhtaç kalmamak, ek gelir sağlamak, hatta zenginleşmek... Bu saiklerle yapılan yatırımlara da bir sözüm yok... Ancak, dünya üzerinde var olan -neredeyse- her meta'yı bir yatırım enstrümanı olarak gören ve speküle eden anlayışa itirazım var. Hatta, metayı geçtik, ihtimaller üzerine finansal enstrümanlar üretiliyor, döviz kurundan sigorta poliçesine kadar ne var ne yoksa alınıp satılabilir hale getiriliyor. Sonra da para ve sermaye piyasalarının ne kadar derin, ne kadar gelişkin olduğundan bahsediliyor. Sayılardan sayılar üreterek, ekonomik karşılığı olduğuna bakmadan finansal kazanç hesaplayarak piyasayı da derinleştirmek mümkün, cepleri de... Ama günün sonunda, birilerinin mutlaka kaybedeceği -ve kaybettiği- bir oyun bu... *** Oyun, zira iktisadi karşılığı, katma değeri yok. Aklı başında hiçbir finans yöneticisi türev'e, hedging'e, vadeli işlem'e karşı çıkmaz tabii ki... Eğer anakronik düşüncede değilse, bu işlemleri kendi işinde de kullanır. Ama sanayici olmayan veya üretiminde bakır kullanmayan, pamuğa ihtiyacı olmayan bir kişi, sırf spekülatif kazanç için emtia piyasalarından vadeli pamuk kontratı alıp bakır kontratı satıyorsa... Tasarruf sahibi, bankadaki parasıyla Londra'da CDS alıp satıyorsa... Bu, iktisadi karşılığı olmayan bir parasal değerin balon olup şişmesi demektir ki, sonunun ne olduğunu 2008'de hep beraber tecrübe ettik. *** Makul ve iktisaden izah edilebilir getiri yerine sadece spekülasyon mantığıyla tarif edilen getiriler ve şişirilmiş beklentiler üzerine kurulan yatırım davranışının, ekonominin ana ekseni olmaktan çıkması lazım... Yoksa 2008 krizi, emin olun her 5 yılda bir tekrar eder. Üstelik denemesi de pek bedava değil...