İstanbul, üç gün boyunca farklı ve ufuk açıcı bir toplantıya ev sahipliği yaptı. Forum İstanbul-Hedef 2023 adlı toplantıda alanlarında isim yapmış stratejistler, iş adamları, politikacılar geleceğe ilişkin vizyonlarını anlattılar. Türkiye ve dünya ölçeğinde konuşulan panellerde geleceğin nasıl şekilleneceği üzerine yorumlar yapıldı. Ülkemizi gelecekte ekonomik ve toplumsal manada nasıl ve nerede görmemiz gerektiğini hatırladık. Mutlu ve müreffeh bir Türkiye'ye sahip olmak için umut ve hedeflerimizin nasıl şekillenmesi gerektiğini düşündük. Yerli ve yabancı konuşmacılar, kendi perspektiflerinden Türkiye'nin bugününü analiz ederken, önümüzdeki yol haritasını da detaylarıyla düşünmemizi sağladılar. Bu haftaki yazımda, kendi yorumlarımı yazmak yerine, forum katılımcılarının konuşmalarından bazı cümleleri paylaşmayı tercih ettim. Ülkemizin hiç bitmeyen kaotik ortamı, hepimizi günü kurtarma telaşına öylesine sürüklüyor ki, geleceğimizi düşünmeyi, hayal kurmayı, hedefler belirlemeyi hep ihmal ediyoruz. Bugünü düşündüğümüz ve yarını planlamadığımız için, bugünün yanlışlarını da yarına taşıyor, aynı kısır döngü içinde yıllarımızı tüketiyoruz. Unutmayalım ki, gelecek de bir gün gelecek. Söz geleceği düşünen vizyonerlerin "Türkiye'nin geleceğini şekillendirecek iki program var: Avrupa Birliğine üyelik süreci ve ekonomik istikrar programı. Her ikisi de birbirini tamamlıyor". Willy Kiekens- IMF "Türkiye'de devlet hesap sorulabilirliğini kaybetti. Geleceğin Türkiye'si hesap sorulabilen devlet ile şekillendirilebilir". İzak Atiyas - Sabancı Üniversitesi "Temel hammaddelere sahip olan ülkenin gelişeceği inancı yanlıştır. En az girdi ile an fazla değeri üreten ülkeler, yani hammaddeyi işleyip ürün haline getiren ülkeler gelişiyor. Türkiye, birkaç sahada rekabet avantajı sağlayacak rekabet kümeleri oluşturarak geleceğini güvence altına alabilir". Ali Koç - Koç Holding "Türkiye'de devlet en büyük alıcı, satıcı, üretici ve dağıtıcı konumundadır. Gelişmenin önündeki engel budur. Devlet bir kayıkta küreği çeken değil dümeni tutan olmalıdır. Aksi halde kayık kendi etrafında dönmekte, hatta geri gitmektedir. Geleceğin Türkiye'sinin vizyonu devletin merkezi yapıdan kurtulması ve yerelleşmesi olmalıdır. Nevzat Saygılıoğlu-Gümrük Müsteşarı "Ülkede ana hedefleri siyaset ve meclis belirlemelidir. Mesela enflasyon hedefini, tarım politikasını, büyüme hedefini hükümet, yani seçilmiş irade belirlemelidir. Hedefler belirlendikten sonra ise uygulamayı özerk mali kurumlar yapmalıdır. Siyasi irade de uygulamaya teknik düzeyde müdahale etmemelidir. Hükümetler büyük hedefleri koymalı, ekonomik mekanizmalara ise müdahaleci olmamalıdır". Kemal Derviş-CHP milletvekili "Küresel ve yerel ilişkiler birbirine engel değil, tamamlayıcıdır. İyi planlanmış yerel ilişkiler küreselleşmeyi geliştirir ve sağlıklı kılar". Rıfat Hisarcıklıoğlu-TOBB Başkanı "Yeni dünya düzeninde, herhangi bir devlet fazla güçlendiğinde, hakim güç bunu engelleyecek tedbirleri alıyor. Hem siyasi, hem de ekonomik manada küreselleşme anlayışı değişiyor. Türkiye nerde olduğundan çok ne olduğu ile ilgilenmelidir. Kendini iyi tanımlayan bir Türkiye geleceğini de doğru şekillendirecektir. Soli Özel-Bilgi Üniversitesi "Dünyada gitgide büyüyen zengin-fakir uçurumu, terörizmden ve kitle imha silahlarından daha tehlikelidir. Terörizm ile yapıldığı söylenen savaş, fakirliğin ortadan kalkması için yapılırsa,terörizm de etkisini yitirecektir". Edmund Caine-Carter Center USA "Sürdürülebilir ve kalıcı bir büyüme için Türkiye'nin Avrupa Birliği çıpasına ihtiyacı vardır. Türkiye bunu benimserse geleceğini sağlam temellere oturtur". Ben Slay - BM "Türkiye İslamiyet ile demokrasinin bağdaşmasına güzel bir örnek teşkil etmektedir. Doğru politikalar izlediği takdirde bölgesinde önemli bir unsur olacaktır." Richard Perle - USA "Reel faizlerin % 10'u geçtiği ülkelerin ekonomileri iflas tehlikesi ile karşı karşıyadır. Kalıcı br büyüme için Türkiye'nin doğrudan yabancı sermaye yatırımlarını gerçekten istediğine dair uluslararası kamuoyunu ikna etme mecburiyeti vardır". Martin Wolf-Financial Times